9.BÖLÜM
Ertesi gün Hasan’a dediğim gibi
işe gitmedim. Bütün gün hem uyumamaktan hem de kafamdaki sorulardan son derece
yorulmuştum. Uyandığımda ise saat üçe geliyordu. Annem “Hasta mısın oğlum, neyin
var? İşe de gitmedin” deyince kendimi bir an evvel toplayıp bir şeyler yapmalıyım
diye düşündüm. Tam bir sigara yakacaktım ki, annemin “Bir şeyler yemeden sakın
içme!” Uyarısıyla sigarayı tekrar yerine koydum. Elimi yüzümü yıkamaktansa
soğuk bir duş beni daha çabuk kendime getirir diye kendimi banyoya attım. Biraz
üşümüştüm ama iyi de gelmişti. Mutfağa geldiğimde annem çayımı hazırlamıştı
bile. Canım annem, merak etme ben iyiyim gece arkadaşlarda kaldım biraz içkiyi
fazla kaçırmışım diyerek yanağından öptüm. Benim bu sözlerim annemi rahatlatmış
olacak ki “Aman oğlum sevindim iyi olduğuna” demişti.
Kahvaltımı yaptıktan sonra, eski
iş yerinden Cemil’i arayıp konuşmak istediğimi söyledim. Bunca ay sonra aramama
hem sevinmiş hem de “Hayta! Unuttun bizi!” diye sitem etmişti. Cemil ile iki
saat sonra daha önce sık gittiğimiz mekanlardan birinde buluşmak üzere
sözleştik. Çok heyecanlanmıştım ama zaman hiç geçmiyor hiçbir yere
sığamıyordum. Sanki Cemil ile konuşursam bazı şeylere çözüm bulabilecektim.
Çünkü Cemil’in her yerde her çeşit tanıdığı vardı.
Onu görünce senelerce dostluk
yaptığım, sevdiğim güvendiğim arkadaşımı gerçekten çok özlemiş olduğumu fark
ettim. Oda bana öyle bir sarılmıştı ki,
utanmasam oracıkta ağlayacaktım.
“Lan oğlum sen ne yaramaz
adammışsın ya! O kadar aradık seni bir kez dahi dönüş yapmadın. Anladık, çok
zor zamanlar geçirdin ama böylede olmaz ki! Belki bizimle görüşsen daha çabuk
toparlanırdım. Eh be oğlum şimdi sana ne desem?” Haklısın Cemil! Hata yaptığımı
seni görünce anladım valla. Kendi kabuğuma çekileceğime…Neyse olan oldu bir
kere. Hafızamın bir şeyler hatırlaması çok zaman aldı, bir yandan da çevremdekileri
korumak için herkesten uzak durmanın daha iyi olacağını düşündüm. Çünkü katil
henüz bulunamamıştı. Ve bana ulaşmak için belki çevremi kullanabilirler
korkusuyla işte biliyorsun resmen hayatımı değiştirdim.
Cemil’in beni şaşkınlıkla
dinlediğini ama dediklerimden pek de bir şey anlamadığını yüz mimiklerinden
anlayabilmiştim. Sonunda dayanamayıp “Dur oğlum önce bir şeyler söyleyelim sen
bana şunu en başından bir anlatsana.”
Evet, o geceden başlayarak bir
gün önce ki gördüklerime, yaşadıklarıma kadar her şeyi anlattım. Biriyle
konuşmak dertleşmek beni de sanırım biraz rahatlatmıştı. Cemil de duydukları şeyler karşısında çok
şaşırmıştı. Ona, senin elin kolun uzun. Benim Nazlı ile ilgili önce bilgiye
sonra da onunla arkadaş olmaya ihtiyacım var. Yani pavyona bağlı mı çalışıyor
yoksa bağımsız mı? Bunca ay onlar yüzünden neler çektim. Bunun hesabını kendim
sormak istiyorum. Ne dersin bunu yapabilir miyiz..?