8 Kasım 2017 Çarşamba

SEN VE BEN/ 16.BÖLÜM



      Hadi bay bay…

      Aradan bir hafta geçmişti. Beni bir kere bile aramamıştı. Hiç mi merak etmiyordu? Onun gözünde bu kadar önemsiz miydim? Oysa ben kendimi odama kapatmıştım. Doğru dürüst yemiyor uyumuyordum. Sürekli bana yapılan bu haksızlığı düşünüyordum. Halbuki onunla ne güzel sohbetler yapmış çok şey paylaşmıştık. İyi arkadaş olduğumuzu sanmıştım. Ben daha önce içki içmediğimi alışkın olmadığımı söylemiştim ama o bunu kullandı. Beni bilerek evine götürdü. Arkadaşlığımı kullandı. Ona güvenmiştim. En azından çevresinde ki kızlara bakışını ya da onlar hakkında düşüncelerini anlayabiliyordum ama beni onlarla aynı kefeye koyacağını hiç düşünmemiştim. Bana zarar vereceği hiç aklıma gelmemişti. Ben bunu nasıl atlatacağım? Ya da atlatabilecek miydim? 
      İlk defa bugün keşke annemle babam yanımda olsalardı diye düşündüm. Aylardır ilk defa yine sevgiye açlığım nüksetmişti. Yine o yalnızlık hissi çökmüştü içime. Belki de annemle babam beni hayata sadece kitaplarla hazırlamasalardı. Yani birazcık hayatın gerçeklerinden, tehlikelerinden hatta en önemlisi puştluklarından bahsedip beni bu konuda eğitselerdi. Ama yapmadılar. 
Peki, bu olayı onlara anlatmış olsaydım ne yaparlardı? Şu an bir omuza öyle ihtiyaç duyuyordum ki; ama bu nasıl ve kime anlatılır ki? Anlatılmaz…
Odama bir hafta kapanmam ilk zamanlar çok zor olsa da sonunda işe yaramış beni kendime getirmişti. Çünkü böyle oturup karalar bağlamak bana bir şey kazandırmamıştı. Her gün baş ağrısı için aldığım ilaçlar artık midemi ağrıtıyordu. Raporumun süresi de bittiği için mecburen okula dönmüştüm. Ama tek dileğim onu bir müddet daha görmemekti. Görsem ne diyecektim? Nasıl davranacaktım? Ya da o beni görünce nasıl davranacaktı? Eskisi gibi olabilir miydik…?
İşte karşıda göründü. Umarım benim masama oturmaz. Hayır...! Olamaz! Tam da buraya oturmak için geliyor. Acaba ne diyecek? Ne yüzle…?
      “Merhaba Ada! Ekrem hocanın verdiği ödevi yaptın mı? 
İçimden bu ne diyor ya! Dalga mı geçiyor benimle? Okulda bir haftadır olmadığımı bilmiyor mu? Ya da beni görünce ilk söyleyeceği konuşacağı konu bu mu olmalıydı? Bu kadar vicdansız olabilir mi bir insan? Bir genç kızın hayalleriyle, geleceğiyle, umutlarıyla oynamak bu kadar hafife alınacak ya da önemsenmeyecek bir konu mu? 
Gözlerine bakmadan, ben bir haftadır okulda değildim nereden bileyim. Sadece bana bunu mu sormaya geldin? Sorman gereken ya da söylemen gereken başka bir şey yok mu? Diyerek ona hatırlatma yapmak istedim.
   “Haaa, öylemi hiç farkında değilim. O zaman öbür kızlara sorayım hadi bay bay” deyip yanımdan ayrıldı. Arkasından öylece bakakaldım…