BİZİM KASABA ( Demili
)
26 yaşında oldukça yakışıklı bir delikanlıyım. Yani
bunu ben söylemiyorum kasabada ki tüm kızlar öyle diyordu benim için. Kimi istesem
ayarlardım. Annem de doğru dürüst birini bulda mürüvvetini göreyim diyordu. Ama
şöyle beni yerime mıhlayacak biri çıkmamıştı daha önce karşıma. Annemin bulduklarını
da ben beğenmiyordum. Babam öldükten sonra bahçede ki ekim biçim işleri annemle
bana kaldı. Ben sevmiyorum tarlada çalışmayı. Ama mecburiyetten anneme yardım
ediyorum. Hayvanlarımız var. Süt, yumurta, birçok sebze ve meyveden geçimimizi
sağlıyoruz. Liseyi bitireli birkaç yıl oldu. Babamda ölünce üniversiteyi
düşünemedim. Zaten o kafa var mıydı onu da bilmiyorum ama. En azından böyle
söylemek yani babam öldükten sonra okuyamadım demek kolayıma gidiyor. Özellikle
kızlara hava atarken iyi oluyor. Yani anneme sahip çıktım imajını yaratıyor. Ama
gerçeği sadece benle annem biliyor. Yani babamın eceliyle ölmediğini bir kadın
uğruna bizi terk ettiğini sonrada çıkan bir kavgada öldüğü gerçeğini.
Hakan ile Caner en iyi arkadaşlarım. Onlarla aynı
lisede okuduk. Caner çiçekçide Hakan da araba tamirhanesinde çalışıyordu.
Çalışıyordu diyorum çünkü artık Hakan çalışmıyor. Kovdu patron neymiş efendim
ağzı müşteriye hep bira kokuyormuş. Hep Caner’in yüzünden. Bizi de mahvetti
kendini de. Adımızı çıkardı kasabaya ayyaşlar diye. O alıştırdı içkiye. Aklı
fikri hep içkideydi. “Keyif alıyorum oğlum karışmayın bana, ben sizin içmenize
karışıyor muyum?” diyordu. Tamam bizde seviyorduk ama o bizim iki katımız
içiyordu. Neyse ki halen çalışıyor. Yoksa kim alır her gün bize bu biraları.
Biz de yaz oğlum borç defterine öderiz bir gün diyoruz.
Bu her akşam içmeler daha da arttı. İçtikçe kendimize
olan güvenimiz de arttı. Böyle lanet bir şey işte içki. Seni cesaretlendiriyor
yani şişede durduğu gibi durmuyor. Söyleyemediğimiz yapamadığımız birçok şeyi
içkiliyken daha rahat yapmaya başlamıştık. O gün de çok işe yaramıştı.
Hakan ve Caner ile yine biraları kapmış boş bir
arazide ki o harabe evde içmeye gidiyorduk. Birden onu gördüm. Cilveli Afet’i. Başka
zaman olsa o kadar dikkatli bakamazdım utanırdım ama malum içki ağzımın suyu
aka aka baktım. Daha o zamanlar kasabanın cilveli orospusu olduğunu
bilmiyordum. Nasıl güzel salınarak yanımızdan geçti. Öyle bir baktı ki,
gözleriyle kalbimi deldi geçti. Hakan aman boş ver şu orospuyu ya o paralı
adamlara bakar. Uzun süre yoktu burada. Zaten bir şehre gidiyor ablasının
yanına buluyordur orda da zengin birini bir geliyor buraya, zengin birinden
yeni ayrılmış diyorlar. Onun dini imanı para.
Hemen sözünü kestim sakın dedim; bu saatten sonra
yengeniz olur. Yanlış olmasın. Ne yapıp edip onunla tanışmalıyım. Ama nasıl?