12 Ekim 2017 Perşembe

23. BÖLÜM / CİLVELİ -SON-




 BÜYÜK SÜRPRİZ … ( Demili )

Dört saat sonra…
Aradan dört saat geçmişti ama Cilveli halen kendine gelmemişti. Bayılması için eteri burnuna çok mu dökmüştüm ki? Neyse eninde sonunda ayılacak ve bana gerçekleri anlatacaktı.
İşte, kıpırdanmaya başladı. Elleri ayakları ve en önemlisi ağzı da bağlı. Şaşkınlıkla bana bakıyor. Ben ise ona gülümsüyorum. Hem de uzun zamandır hiç kimseye gülmediğim kadar tüm sevimliliğimle.
Merhaba Cilveli Hanım. Çok uzun süre uyudun be…! Sıkıldım burada. Hem daha bir sürü işim var. Gece de oldu bak seni beklerken.  Senin için aldığım sürprizi beğendin mi? Kocaman bir mezar. Siz bana tek kişilik bir yer kazmıştınız. İçi çok dardı kolumda kırıktı fazla kıpırdayamamıştım, ama bak ben sana iki kişilik kazdım. Neden biliyor musun? Çünkü yanına biri daha gelecek de ondan. Onun kim olduğunu hemen söylememeyim sürpriz bozulmasın. Her neyse…Gelelim söyleyeceklerime... İlk önce ağzını açacağım. Eğer bağırmaya kalkışırsan gözünün yaşına bakmam seni daha erken öldürürüm. Gerçi bağırsan da bu saatte burada kimsecikler seni duymaz ama olsun ben tembihlerimi yap ayımda. Eğer bağırmaz isen güzel güzel en başından anlatırsan belki seni affedebilirim. Hıh, ne dersin bunu yapabilir misin? Başını sallaman yeterli.
 Anlaştığımıza sevindim. Hadi başla anlatmaya…
“Böyle olmaz Burak lütfen beni buradan çıkar konuşalım. Seni çok seviyorum. Bunu bir kez deha anladım. seninle hemen evlenelim gidelim buralardan lütfen!”
Bak Cilveli bir kez daha sorduklarım dışında konuşursan hemen ağzını tekrar kapatır üstüne gördüğün şu toprakları atar buradan giderim. O yüzden sadece sorduğuma cevap ver. Tamam mı? Şimdi soruyorum. Beni neden ölüme terk ettin. Yanında ki kimdi?
“Bütün suç Caner’de. O gün seni oraya öldürmek için çağırdılar. Yapmayın etmeyin dedim dinlemedi. Ben seni halen seviyorum. Caner beni tehdit etti o yüzden onunla beraber oldum. O çok tehlikeli biri. Ondan nefret ediyorum.”
Duydun mu Caner, Cilveli senin için ne diyor? Senden korktuğu içi senle olmuş. Aslında senden nefret ediyormuş.
“Ne Caner mi? Caner de mi burada?”
Sizi ayırmak olur muydu? Onu da hemen senin yanında ki mezara koydum. Yani iki mezar yan yana. Gerçi şimdi üzüldüm bak o da seni suçluyordu. Cilveli beni ayarttı diyordu. Hanginiz doğruyu söylüyorsunuz bilemedim ki! Neyse önce söyleyen kurtulur ona göre. Ama önce Caner’e de konuşma şansı verelim dimi ama ağzını açalım. Evet, oldu işte… Duydun mu Caner? Bütün suç sendeymiş.
Caner, “Bak Burak biz eski arkadaşız. Ona mı inanacaksın bana mı? Asıl beni çözde oturup konuşalım.”
Cilveli, “Allah belanı versin Caner! Sen bilerek çarptın arabayı, bile bile üstüne sürdün. Yapma dedim dinlemedin. Gömmeyelim hastaneye bırakalım belki kurtulur dedim olmaz dedin…Şimdi de beni mi suçluyorsun?”
Caner, “Pis o………asıl sen suçlusun kaltak!”
Bak şimdi olmadı ikiniz aynı anda konuşunca konu dağılıyor. Biraz önce hanımefendi konuştu şimdi sıra sende Caner. Yalnız önce bu seferde hanımefendinin ağzını tekrar bantlayalım da. Eee sonra…
Sana her şeyi anlatırsam beni bırakacak mısın? Sana yemin ederim ki ben çok pişmanım. Bu o… kadın hepimizi mahvetti. Hani hatırlıyor musun onu ilk gördüğümüz gün sana Hakan “Boş ver ya onu. Paralı adamları sever. Birinden yeni ayrılmış demişti ya. İşte kardeşim konu tamda öyle.
Bu kaltak zengin bir adamla yaşıyormuş. Adam sana nikah yapacağım diyormuş ama bir türlü yapmıyormuş. Meğer adam evliymiş karısından boşanamıyormuş. Adama kendi sülalesinden yüklü bir miras kalmış. Bu kaltak paranın kokusunu almış ama adamı ne nikaha ne de paraları nereye sakladığını söylemeye ikna edebilmiş. Yalnız bir içki ortamında adam parayı evin bahçesine gömdüm demiş. Yani senin anlayacağın buraya o paraları için gelmiş. Sen ona aşık olmasaydın zaten o seni bulacakmış. Yani ailesini bu kadın uğruna terk eden adam dünyanın parasını bahçenizin bir yerine gömen adam senin babanmış.”
Ne? Ne diyorsun sen? Yani babam bu kadın için mi annemi terk etti. Aman Allah’ım! Bu nasıl olur ya? O zaman babamı da öldüren o!
Oldu işte kardeşim. Babanla sen aynı kadın yüzünden yandınız yani.  Baban canından oldu, sen de az daha oluyordun. Seni de önce sevdiğine inandırdı. Aşık etti kendine. Senin paradan haberin olmadığını anlayınca evlenip o eve yerleşmeyi ve kendi bulmayı düşündü. Ama annen mani olunca bu sefer beni devreye soktu. Aklımı karıştırdı. Yani tek senle oynamadı. Beni de oynattı. Senin ona çiçek yolladığın zamanlar tanıdım ben de onu. Senle ayrılınca beni aradı. Aslında senden çok etkilendim falan dedi. İnandım. Sonra yavaş yavaş konuya girdi. Amacı paralara ulaşmakmış. Gerçeği anladığımda da her şey için çok geç olmuştu. Çünkü ben ona gerçekten aşık olmuştum. Beni avucuna aldı. Bulalım şu paraların yerini kaçalım buralardan dedi. Aslında o gün ben seni oraya gerçekleri anlatmak için çağırmıştım. Hakan şahit ona sorabilirsin. Ama sen o benim kadınım evleneceğim falan deyince içkinin tesiriyle de beynim döndüm. Sonrası malum. Aslında o da öteki odada idi. Arkandan arabayla çıktık. Direksiyonda o vardı. Dur yapma dedim. Ortadan kalkarsa ancak paraları alabiliriz dedi. Ben şok olmuştum. Seni kurtarmak için çok direndim. Ama polisten kurtulamayız, hapislerde çürümek mi istiyorsun? Senin yaptığını söylerim bütün suçu sana atarım diye beni tehdit etti. Çok sarhoştum kendimde değildim. Tartıştık ama çok korkmuştum. O yüzden dediğini yaptım. Seni karşıdaki mezarlığa götürdük. Sanki her şeyi önceden planlamış gibi buraya geldik mezar zaten açıktı. İşte gerisini biliyorsun. İnan seni kandırdığı gibi beni de kandırdı kardeşim ne olur hadi bak her şeyi anlattım sana bırak beni!
 Dur ne yapıyorsun? Niye atıyorsun toprakları üstümüze…Yapma Burak! Yapma! 
  

……..Babamın bahçedeki gömdüğü paraları bulduk. Sayılamayacak kadar çok para.  Canım annem çok çile çekti ama artık çok rahat bir hayatımız var. Aslı ile iki yıl oldu evleneli. Birde kızımız var. Aslı’ya tek şart sundum. Annemle hep beraber yaşayacağız. Kabul etti. Benimde annem yok ne güzel olur dedi. O evden taşındık. İki katlı bir eve çıktık. Üstü ev altı çiçekçi dükkanı. Annem çok istedi. Hepiniz gözümün önünde olun dedi. Kırmadık onu iyi de oldu. Hep beraber çalışıyoruz.
Sadece onlardan haftada bir kere, iki arkadaşımı ziyaret etmek için birkaç saatliğine ayrılıyorum. En sevdikleri hediyelerini vermek için ayrılıyorum. Birine kendi ellerimle hazırladığım çiçeği götürüyorum diğerine birkaç şişe şarap.

    Değer verip zaman ayıran herkese teşekkürler. Sevgiyle sevdiklerinizle kalın...
                       
                                    - S O N -

               Vay CİLVELİ vay... Nereden Nereye... 

      
-