BÜYÜK SÜRPRİZ … ( Demili
)
Dört saat sonra…
Aradan dört saat geçmişti ama Cilveli halen kendine
gelmemişti. Bayılması için eteri burnuna çok mu dökmüştüm ki? Neyse eninde
sonunda ayılacak ve bana gerçekleri anlatacaktı.
İşte, kıpırdanmaya başladı. Elleri ayakları ve en önemlisi
ağzı da bağlı. Şaşkınlıkla bana bakıyor. Ben ise ona gülümsüyorum. Hem de uzun
zamandır hiç kimseye gülmediğim kadar tüm sevimliliğimle.
Merhaba Cilveli Hanım. Çok uzun süre uyudun be…!
Sıkıldım burada. Hem daha bir sürü işim var. Gece de oldu bak seni beklerken. Senin için aldığım sürprizi beğendin mi?
Kocaman bir mezar. Siz bana tek kişilik bir yer kazmıştınız. İçi çok dardı
kolumda kırıktı fazla kıpırdayamamıştım, ama bak ben sana iki kişilik kazdım. Neden
biliyor musun? Çünkü yanına biri daha gelecek de ondan. Onun kim olduğunu hemen
söylememeyim sürpriz bozulmasın. Her neyse…Gelelim söyleyeceklerime... İlk önce
ağzını açacağım. Eğer bağırmaya kalkışırsan gözünün yaşına bakmam seni daha
erken öldürürüm. Gerçi bağırsan da bu saatte burada kimsecikler seni duymaz ama
olsun ben tembihlerimi yap ayımda. Eğer bağırmaz isen güzel güzel en başından
anlatırsan belki seni affedebilirim. Hıh, ne dersin bunu yapabilir misin?
Başını sallaman yeterli.
Anlaştığımıza sevindim. Hadi başla anlatmaya…
“Böyle olmaz Burak lütfen beni buradan çıkar konuşalım.
Seni çok seviyorum. Bunu bir kez deha anladım. seninle hemen evlenelim gidelim buralardan lütfen!”
Bak Cilveli bir kez daha sorduklarım dışında
konuşursan hemen ağzını tekrar kapatır üstüne gördüğün şu toprakları atar
buradan giderim. O yüzden sadece sorduğuma cevap ver. Tamam mı? Şimdi soruyorum.
Beni neden ölüme terk ettin. Yanında ki kimdi?
“Bütün suç Caner’de. O gün seni oraya öldürmek için
çağırdılar. Yapmayın etmeyin dedim dinlemedi. Ben seni halen seviyorum. Caner
beni tehdit etti o yüzden onunla beraber oldum. O çok tehlikeli biri. Ondan
nefret ediyorum.”
Duydun mu Caner, Cilveli senin için ne diyor? Senden
korktuğu içi senle olmuş. Aslında senden nefret ediyormuş.
“Ne Caner mi? Caner de mi burada?”
Sizi ayırmak olur muydu? Onu da hemen senin yanında ki
mezara koydum. Yani iki mezar yan yana. Gerçi şimdi üzüldüm bak o da seni
suçluyordu. Cilveli beni ayarttı diyordu. Hanginiz doğruyu söylüyorsunuz
bilemedim ki! Neyse önce söyleyen kurtulur ona göre. Ama önce Caner’e de
konuşma şansı verelim dimi ama ağzını açalım. Evet, oldu işte… Duydun mu Caner?
Bütün suç sendeymiş.
Caner, “Bak Burak biz eski arkadaşız. Ona mı
inanacaksın bana mı? Asıl beni çözde oturup konuşalım.”
Cilveli, “Allah belanı versin Caner! Sen bilerek
çarptın arabayı, bile bile üstüne sürdün. Yapma dedim dinlemedin. Gömmeyelim
hastaneye bırakalım belki kurtulur dedim olmaz dedin…Şimdi de beni mi
suçluyorsun?”
Caner, “Pis o………asıl sen suçlusun kaltak!”
Bak şimdi olmadı ikiniz aynı anda konuşunca konu
dağılıyor. Biraz önce hanımefendi konuştu şimdi sıra sende Caner. Yalnız önce bu
seferde hanımefendinin ağzını tekrar bantlayalım da. Eee sonra…
Sana her şeyi anlatırsam beni bırakacak mısın? Sana
yemin ederim ki ben çok pişmanım. Bu o… kadın hepimizi mahvetti. Hani
hatırlıyor musun onu ilk gördüğümüz gün sana Hakan “Boş ver ya onu. Paralı
adamları sever. Birinden yeni ayrılmış demişti ya. İşte kardeşim konu tamda
öyle.
Bu kaltak zengin bir adamla yaşıyormuş. Adam sana nikah yapacağım
diyormuş ama bir türlü yapmıyormuş. Meğer adam evliymiş karısından boşanamıyormuş.
Adama kendi sülalesinden yüklü bir miras kalmış. Bu kaltak paranın kokusunu
almış ama adamı ne nikaha ne de paraları nereye sakladığını söylemeye ikna
edebilmiş. Yalnız bir içki ortamında adam parayı evin bahçesine gömdüm demiş.
Yani senin anlayacağın buraya o paraları için gelmiş. Sen ona aşık olmasaydın
zaten o seni bulacakmış. Yani ailesini bu kadın uğruna terk eden adam dünyanın
parasını bahçenizin bir yerine gömen adam senin babanmış.”
Ne? Ne diyorsun sen? Yani babam bu kadın için mi
annemi terk etti. Aman Allah’ım! Bu nasıl olur ya? O zaman babamı da öldüren o!
Oldu işte kardeşim. Babanla sen aynı kadın yüzünden
yandınız yani. Baban canından oldu, sen de
az daha oluyordun. Seni de önce sevdiğine inandırdı. Aşık etti kendine. Senin
paradan haberin olmadığını anlayınca evlenip o eve yerleşmeyi ve kendi bulmayı
düşündü. Ama annen mani olunca bu sefer beni devreye soktu. Aklımı karıştırdı. Yani
tek senle oynamadı. Beni de oynattı. Senin ona çiçek yolladığın zamanlar
tanıdım ben de onu. Senle ayrılınca beni aradı. Aslında senden çok etkilendim
falan dedi. İnandım. Sonra yavaş yavaş konuya girdi. Amacı paralara ulaşmakmış.
Gerçeği anladığımda da her şey için çok geç olmuştu. Çünkü ben ona gerçekten aşık
olmuştum. Beni avucuna aldı. Bulalım şu paraların yerini kaçalım buralardan
dedi. Aslında o gün ben seni oraya gerçekleri anlatmak için çağırmıştım. Hakan
şahit ona sorabilirsin. Ama sen o benim kadınım evleneceğim falan deyince içkinin
tesiriyle de beynim döndüm. Sonrası malum. Aslında o da öteki odada idi. Arkandan
arabayla çıktık. Direksiyonda o vardı. Dur yapma dedim. Ortadan kalkarsa ancak
paraları alabiliriz dedi. Ben şok olmuştum. Seni kurtarmak için çok direndim.
Ama polisten kurtulamayız, hapislerde çürümek mi istiyorsun? Senin yaptığını
söylerim bütün suçu sana atarım diye beni tehdit etti. Çok sarhoştum kendimde
değildim. Tartıştık ama çok korkmuştum. O yüzden dediğini yaptım. Seni
karşıdaki mezarlığa götürdük. Sanki her şeyi önceden planlamış gibi buraya
geldik mezar zaten açıktı. İşte gerisini biliyorsun. İnan seni kandırdığı gibi
beni de kandırdı kardeşim ne olur hadi bak her şeyi anlattım sana bırak beni!
Dur ne
yapıyorsun? Niye atıyorsun toprakları üstümüze…Yapma Burak! Yapma!
……..Babamın bahçedeki gömdüğü paraları bulduk. Sayılamayacak
kadar çok para. Canım annem çok çile
çekti ama artık çok rahat bir hayatımız var. Aslı ile iki yıl oldu evleneli.
Birde kızımız var. Aslı’ya tek şart sundum. Annemle hep beraber yaşayacağız. Kabul
etti. Benimde annem yok ne güzel olur dedi. O evden taşındık. İki katlı bir eve
çıktık. Üstü ev altı çiçekçi dükkanı. Annem çok istedi. Hepiniz gözümün önünde
olun dedi. Kırmadık onu iyi de oldu. Hep beraber çalışıyoruz.
Sadece onlardan haftada bir kere, iki arkadaşımı ziyaret
etmek için birkaç saatliğine ayrılıyorum. En sevdikleri hediyelerini vermek için ayrılıyorum. Birine kendi ellerimle hazırladığım çiçeği
götürüyorum diğerine birkaç şişe şarap.
Değer verip zaman ayıran herkese teşekkürler. Sevgiyle sevdiklerinizle kalın...
- S O N -
Vay CİLVELİ vay... Nereden Nereye...