35.BÖLÜM
Annem…
Sanırım ölmek üzereyim. Ne zamandır yatıyorum
böyle aç susuz bilmiyorum. Sürekli kapıya yaklaşıyorum o lambanın düğmesine
basıyorum biri gelirde ışığı fark eder diye ama gelen yok. Onca şeye katlandım
onca riske tehlikeli işlere girdim, güzel bir hayatım olsun diye. Şimdi ise
burada aç susuz ölmeyi bekliyorum. Dışardan sesler geliyor sanki. Ya da hayal
mi görüyorum? Ayağa kalkmalıyım ama o gücü bulamıyorum kendimde. Elimi
kaldıramıyorum. Bacaklarım yürümüyor. Her yanım acıyor. Rüya mı halüsinasyon mu
yoksa gerçek mi bu sesler? Yoksa ölmeye başladım da annemin sesini mi duyduğumu
sanıyorum? Rüya da olsa annemi görmeyi o kadar çok özledim ki! Öleceksem de
onun yüzünü görüp de ölmeye razıyım. Son bir gayretle kapıya yaklaştım. Evet
annemi görüyorum merdivenlerden iniyor. Yanında da iri bir adam var. Annem fenalaştı
orada ki koltuğa attı kendini. Seslerini de duyuyorum. Annem, “Yok burada da! Yok!
Diyor bir yandan da ağlıyor. Adam da merak etme bulacağız kızını diyor. Rüya
olsa bunları duyar mıydım diye sordum kendi kendime. Sonra da ışık aklıma geldi.
Bir yakayım dedim. Zorlayarak düğmeye bastım ve tekrar kapıya yaklaştım. O
kadar zor hareket ediyorum ki ben düğmeye basıp gelene kadar annem çıkmış
yukarı. Tekrar denedim tekrar tekrar. Aslında beni duymuyorlar biliyorum ama
son gücümle, Anne! Diyorum. Bir yandan da kapıyı yumrukluyorum. Ama olmadı. Maalesef
olmadı. Duymadılar beni, yukarı çıktılar. Ama ben halen basıyorum düğmeye.
Derken o da ne…? Annemin sesi tekrar
duyuldu. Kapıya yaklaştım. Annem bu ışık nereden yanıp sönüyor diyor. İkisi
birden tabloya bakıyorlar. Ben de kapıya neredeyse yapıştım. Yumrukluyorum.
Duymuyorlar beni tekrar tekrar lambayı açıp kapatıyorum. Şaşkınlıkla tabloya
bakıyorlar. Duvarın, tablonun ellemedikleri yeri kalmadı. Bir tek tabloda
bulunan kapının ziline basmadılar. Doğruya, kimin aklına gelir resim üzerindeki
kapının ziline basınca bu gizli odanın kapısının açılacağı.