AYAKLAR… (Verda )
Epey büyükçe bir mağazaydı. Burayı özellikle seçmiştim. Bizim mahallenin dışında daha
merkezi bir yerdeydi. Böylece birçok yerden alışverişe gelen olabilirdi. Küçük
yerde yaşayınca çok seçenekte olmuyor alışveriş için. İnşallah bir gün o kadının
yolu buraya düşecek. Ya düşmezse yolu ya ihtiyacı olmaz ise ayakkabıya. Benim ki
denizde bir kum tanesini aramak kadar zor… Ama başka şansım yok! Çünkü beni
ölüme terk eden o pislikleri bulmam için, sadece bir iz bana yardım edebilir...
Eleman açıkları varmış, büyük bir yer olunca mağaza çalışanlara da
ihtiyaç fazla oluyor. Eeee birde benim aksayan ayağımı, kolumu tam anlamıyla
kullanamadığımı da görünce acıyıp işi verdi patron. Ne acı! Ben ki boylu poslu,
kızların bakınca dönüp bir daha baktığı mahallenin yakışıklı delikanlısı annemin
kuzusu ben. Düştüğüm hallere bak birinin bana acımasına göz yummuştum. Ama yapacak
bir şey yoktu, susmam gerekiyordu. Aynada ben de kendime üzülüyordum, eski
benden eser yoktu. Resmen çökmüştüm. Gözlerimin altı morarmış, iyice
zayıflamıştım. Ama buna dayanmalıydım hepsi geçecekti odaklanmalı ve o adileri
bulmalıydım...
Her gelen müşteriye önce ben koşturuyordum. O gün kaza esnasında
bana çarpanların yüzünü görememiş olsam da sanki tanıyacakmış gibi önce
yüzlerini inceliyor sonra da ayaklarına odaklanıyordu. Ayakkabı giydirip
çıkartırken, yeni bir modeli onlara sunarken ya da eğilip kutular arasında
ayakkabı numarası ararken hep gözlerim kadınların ayaklarındaydı.
Daha önce hayatımda bu kadar ayak incelememiştim. İnsanların yüzlerine
bakarım daha doğrusu gözlerine. Giysilerini bile fark etmem çoğunlukla. Diğer çalışanlar
benim gerçek fikrimi anlamasalar da her müşteriye koşup onlara iş bırakmadığım
için içten içe mutlu oluyorlardı. O yüzden de kimse ses çıkartmıyordu bu hallerime.
Belki de gizli gizli konuşuyorlardır arkamdan gülüyorlardır bana ama hiçbir şey
yıldıramaz beni.
Gördüğüm her kadında, her ayakta, ayakların üstünde benlerde ya da
ne bileyim sivilcelerde yaralarda bile heyecanlanır olmuştum. Ama hiçbiri de o
gördüğüm lekeye benzemiyordu. Nasıl bulacaktım onu? Bulabilecek miydim onu da
bilmiyordum…