BEN KİMİM ?...
Uyandığımda başucumda bir hemşirenin
tansiyonumu ölçmek için beklediğini gördüm. Gülümseyerek “Günaydın Sumru Hanım!
Nasılsınız? Şimdi tansiyonunuzu ölçeceğim. Kolunuzu uzatabilir misiniz” demiş
ve aleti koluma yerleştirmişti bile. Ne Sumru’su ne tansiyonu, ben kimim, neredeyim
diye sormak istedim ama o gücü kendimde bulamadım. Sanırım bunu hemşire hissetmiş
olacak ki; “Sakin olun! Hastanedesiniz. Şimdi doktorunuzu çağırmaya gidiyorum o
her şeyi size anlatacak” demiş ve odadan çıkmıştı.
Hemşirenin söylediklerini içimden
tekrarlayıp anlamaya çalışırken, hemşire yanında bir doktor ile geri gelmişti.
Doktor gülümseyerek yanıma yaklaşıyor son derece sevimli görünmeye çalışıyordu.
İlk sözü de,
“Nihayet uyandınız Sumru Hanım,
günlerdir sizi bekliyordum. Ben psikolog Erdinç Aydın. Bana ihtiyacınız olduğu
müddetçe yanınızda olacağım. Sakin kalıp, beni anlamaya çalışmanızı rica
ediyorum. Şimdi Sumru Hanımcığım. Dün hocamız size bazı bilgiler verdi. Yalnız
bunları geçirdiğiniz kaza ve aldığınız ilaçlardan dolayı hatırlamıyor olabilirisiniz.
Bu yüzden tekrarlayacağım. Yaklaşık on beş gün önce birileri sizi hastanemizin
önüne bırakıp kaçmışlar. Durumunuz pek de iyi değilmiş. Üstelik düşük yapma
tehlikesi geçirmişsiniz yani, hastaneye bırakıldığınızda kanamanız varmış. Ama
şimdi bebeğiniz gayet iyi. Yalnız sizi bu hastaneye getirenler bırakıp
kaçtıkları için size ne olduğunu ya da size bunu kimin yaptığını bilemiyoruz.
Polis halen üzerinde çalışıyor. Aslında burada yapacağımız şu konuşmayı kayıt
altına almak için poliste olacaktı, ama ben bunu sizin için özel izinle
birazcık erteledim. Çünkü önce size neler olduğunu anlatmam gerekiyordu.
Evet dediğim gibi…Kaza
geçirmişsiniz ve öylece ölüme bırakılmışsınız. Kafa travması geçirdiğiniz için
uzun bir süre yoğun bakımda kaldınız. Verilen ilaçlar uyku yapabilir. Uyandığınızda
da bu konuşmaları yine hatırlayamayabilirsiniz. Sizinle hiç bıkmadan usanmadan
aynı şeyleri konuşabiliriz. Ta ki siz bazı şeyleri hatırlayana kadar. Ayağa
kalkıp yürümeye başlamanız, yemek yemeğe başlamanız, konuşmalarınızın tam
anlamıyla anlaşılması için bir süre daha geçmesi gerekiyor. Ve en önemlisi de
her şeyi hatırlamanız için.
Eşiniz dışarıda günlerdir sizin
uyanmanızı bekliyor. Birazcık yol aldığımızda onun sizi görmesine izin vereceğim.
Benim şimdilik anlatacaklarım bu kadar. Biraz uyuyup dinlenmeniz için sizi
yalnız bırakacağım ama yine geleceğim belki bu konuşmaları tekrar tekrar
yapacağım. Yılmamalıyız çünkü ancak bu şekilde size yardımcı olabiliriz.”
Yalnız kalmıştım söylenenleri anlamaya
çalışıyordum. Kaza yaptığım söyleniyordu. Nerede, nasıl? Biri bana araba ile mi
çarpmış ve sonrada kaçmış mıydı? Ama neden? Bana Sumru Hanım diyorlar. Adım bu
muydu? Eşiniz dedi yani ben evli miydim? Kiminle? Onu görünce hatırlayabilecek
miydim? En önemlisi Hamileymişim. Yani benim bir bebeğim mi olacak? Allah’ım
bütün bu soruların cevaplarını öğrenebilecek miyim...?