4 Kasım 2017 Cumartesi

SEN VE BEN / 12.BÖLÜM

       

          Şişede durduğu gibi durmuyormuş…

     Derken Emir’in arkadaşı gitarıyla sahneye çıktı. Bir yandan atıştırıyor bir yandan da “Hadi şerefe!” ortamına uyarak pek de alışkın olmadığım içki ile tanışıyordum. Zaman zaman annemle babamın misafirleri eve gelirler yemekte içerlerdi ama ben sadece seyreden taraf olurdum. Ama şimdi tadını pek sevmesem de ortama uymak için ikinci biramı söylemiştim. Ama sanki biraz ateş basmıştı beni. Her fırsatta gözüm Hakan’da idi. O da gayet neşeli görünüyordu. Gerçi masada eğlenmeyen hiç kimse yoktu. Derken masada herkes kendini yavaş yavaş piste atmaya başlamıştı. Daha önce hiç başkalarının önünde dans etmemiştim. Ama Hakan’ın kalktığını görünce bu fırsatı değerlendirmek istedim ve Selim ile Buket’in yanına gittim. Ve kendimi müziğin akışına bıraktım.
Dans ettikçe başım dönmeye midem bulanmaya başlamıştı. Bunu fark eden Buket iyi görünmüyorsun tuvalete gidelim mi dedi. İyi ki de demiş, çünkü daha tuvaletin içine girer girmez midemdekileri çıkartmaya başlamıştım. Şişede durduğu gibi durmuyormuş meğer. Eyer birazcık daha pistte kalsaydım bu kötü manzaraya içerde ki herkes şahit olacaktı. Buket’e sen bekleme ben birazdan gelirim, kimseye de söyleme lütfen diye tembihledim. Birkaç kere daha kustuktan sonra içeriye girmeye karar verdim. Ama geceye devam etmek için değil herkese elveda demek için. Tam masaya geldim ki Hakan “Ne oldu iyi misin?” deyince içkinin de tesiriyle Buket’i tembihleyen ben, hayatımda ilk kez içince tuvalette kustum deyiverdim. Hakan’ın hoşuna gitmişti sanki gülümsedi. Bilirim bende ilk içtiğimde kusmuştum. Çok kötü oluyor diye de anısını paylaşmıştı. 
      Sonra…Sonra birden kendimi piste kendimi onunla dans ederken buldum. Ama beni o mu davet etti ben mi söyledim hiç hatırlamıyorum. Tek bildiğim hoşlandığım çocukla dans ediyordum. Ama midem halen bulanıyordu. Birden ya bir daha kusarsam dediğimi hatırlıyorum. Dedim ama bu anı kaçırmamak için de kendimi kusmamaya zorladım. Resmen ellerim terlemiş ayaklarım titriyordu. Keşke şu an hiç bitmese diye düşünmüştüm ama “Beni kırmadın teşekkür ederim” demiş ve beni masaya götürmüştü.