ALIŞVERİŞ…
Hastane de ki muayenemden sonra
kendimi daha iyi hissetmeye başlamıştım. Çünkü her şeyim normal çıkmıştı.
Doktor bebeğimin cinsiyetinin erkek olduğunu söyleyince Kemal bir oğlu olacağı
için sanki daha çok sevinmişti. Gerçi Doktor “Hazır mısınız cinsiyetini
öğrenmeye?” dediğinde fark etmez ilk bebeğimiz sağlıklı olsun yeter demişti
ancak erkek olduğunu öğrenince de yaşasın diye de bağırmıştı. Artık oğlumuz
için odasını hazırlamaya başlasak iyi olur. Karnın da büyümeye başlayacak sana
giymen için hamile elbiseleri alalım demiş ve yolumuzda ki ilk alışveriş
merkezinde durmuştu.
İlk önce bir bebek mağazasına
girdik. Çok etkilenmiştim. Burada çocuk beşiğinden, giysilerinden
oyuncaklarından her şey rengârenkti. Kemal benden daha heyecanlı idi. Her
gördüğü kıyafete farklı bir tepki gösteriyor çok güzelmiş bunu da alalım deyip
sepete atıyordu. Uçuk mavi ile yeşilin tonlarından oluşan bebeğimiz için
beşiğini, perdesini halısını hatta odasına koyacağımız oyuncaklarına kadar her
şeyi büyük bir heyecanla seçmiş ve gün bitmeden her şeyi yollamalarını
istemişti.
Eve geldiğimizde oldukça
yorulduğumu fark etmiştim. Aldığımız her şeyi tek tek açıp tekrar bakmak
istediğimde Kemal birden elimden almış, “Kirlenmesinler canım ben onları odası
gelince yerleştiririm” demişti. Biraz garip gelmişti bu davranışı zaten
aldığımız hemen her şeyi kendisi seçmiş resmen bana söz hakkı dahi tanımamıştı.
O an orada şaşkınlıkla bir şey söylememiştim ama şimdi düşünüyorum da benim
gösterdiğim her şeyi görmezden gelip “Bu daha güzel hayatım!” deyip kendi
seçtiğini sepete atmıştı. Onu kırmamak için bir şey söylememiştim ama sanırım
ben kendim kırılmıştım. Sonuçta o benim bebeğimdi onu ben doğuracaktım ve
istediğim her şeyi alabilecek durumda iken bebeğime hiçbir şey seçememiştim…
Biraz sonra bebeğimiz için
aldıklarımızı getirdiler. Kemal karyolanın, gardırobun, oyuncakların nereye
konacağını sanki önceden ayarlamış gibi daha odaya eşyalar gelir gelmez
yerlerini söylemişti bile. Burada da bana söz hakkı tanımamıştı. Ben de Kemal’e
o karyolanın oraya sığacağını nereden bildin dedim. Karyolayı monte eden çocuk
“Ağabey birkaç kere önceden mağazamıza gelip her şeyi ayarladı, ölçü bile
vermişti” deyince birden Kemal benim sanki duymamam gereken bir şeyi duymuşum
gibi acele ile “Sen git dinlen canım, bugün çok yoruldun” deyip beni dışarıya
çıkarmıştı.
Odadan çıkmıştım ama Kemal’in bu
davranışı garip gelmişti. Yani çocuğun söylediğine göre Kemal o mağazaya daha
önce gitmiş alacağı şeyleri bile ayarlamıştı. Bunu neden benden gizlemişti
ki...?