FOTOĞRAFLAR...
Sezgin bugün dört aylık oldu. Çok
sakin bir bebek. Bana hiç zorluk çıkarmıyor. Televizyonda çizgi filmleri
izlemeye bayılıyor. Bazen de seyrederken uyuya kalıyor. Geceleri yatmadan önce
karnını doyuruyorum bütün gece pek uyanmıyor ama ben yine de sık sık kontrol
ediyorum.
O gece uyandığımda yanımda Kemal
yoktu. Acaba Sezgin mi ağladı ona bakmaya gitti diye düşünüp oğlumun odasına
gittiğimde evet onu orada Sezgin’i izlerken buldum. Ağladı da ona bakmaya
geldim demişti.
Kemal’in bu davranışı çok hoşuma gitmişti.
Ama nasıl bu kadar derin uyuyorum ki duymuyorum diye de kendime kızıyordum.
Halbuki; Kemal’in verdiği ilaçlardan kesinlikle içmiyordum. İlaçları bir
şekilde Emine Hanım’la yok ediyorduk. Bunu psikoloğumla da konuşmuştum. O da
bana kazanın etkilerini halen taşıyorsunuz. Çok büyük bir şey atlattınız. O
ilaçları içmeye devam ederseniz iyileşmeniz daha uzun sürer demişti. Kemal beni
bu kadar çok severken, bu kadar ilgiliyken bana zarar vereceğini bilerek neden
fazla ilaç vermek istiyor? Anlayamıyorum…
Kemal aldığı işi ile çok meşgul
oluyordu. Çok da keyifli görünüyordu. Onun iş için oradan oraya koşturmasını
görmek benim de işimle ilgilenme zamanımın geldiğini hatırlatmıştı. Belki de yeni
tasarımlar yeni projeler benim daha çabuk iyileşmeme sebep olacaktı. Bunun için
iç mimar ilanlarına bakmak istedim. Benim bilgisayarım yoktu o yüzden Kemal’in
bilgisayarını almak için odasına gittim. Masasının en alt çekmecesi her zaman
kilitli olurdu. Ancak bugün anahtarı üzerinde unutmuştu. Çekmecenin içinde ne
olduğunu görmek için araladığımda gözlerime inanamadım. Çekmece Sezgin’in
fotoğraflarıyla doluydu. Doğduğu günden itibaren her gece oğlumun
fotoğraflarını çekmiş. Altında bir başka zarf daha vardı onun için de de benim
fotoğraflarım. Hem de her karesine
kendisini de dahil ederek. Her fotoğrafın arkasına da çektiği tarihi ve saati
yazmıştı. Gece saat 01.00, saat 02.00. Kemal’in oğlumun ve benim fotoğraflarımı
hemen her gece çekmesi ama bundan bana bahsetmemesi yine bizi başa döndürmüştü.
Kemal bana karşı son derece sevecen davranırken daha oğlumu bir kere dahi
kucağına almamıştı. Yani hep uzaktan bakmakla yetinmişti. Peki, şimdi bu da neydi.
Neden her gece gizlice fotoğraflarımızı çekiyor ve onu da kilitli tuttuğu
çekmecede saklıyordu…?