27 Şubat 2018 Salı

SUS...!/15.BÖLÜM


15.BÖLÜM

Annem…

Evet, her şeyi bir bir anlattım. İkimizde ağlıyorduk. Ben annemi o kadar çok üzdüğüm için ağlıyordum. Zavallı kadın ne Çağrı’dan haberi var ne de benim ölmediğimden. Yani günlerce benim için gerçekten yanmış. İki günde bir mezarıma gitmiş. Dualar okumuş. Ne yaptıysam içini soğutamamış bir yerlere sığamamış. Çökmüş resmen. İsyan etmek istemiyormuş ama beni o haberlerde parası için kaçırılıp sonra da arabasının içinde yakıldı diye duyunca o da yaşayan ölüye dönmüş.
Ben anneme bunları anlatıyordum ama en önemli şeyi az daha unutuyordum. Çağrı… Annene gittim. Her şeyi anlattım. Sonra senin yanına gelecek diye neden yalan söyledi? Yani neden annemle konuşmadı? Çağrı ne yapmaya çalışıyor?
Canım annem…Yüzüme bakıp bakıp gülüyor. Çok şükür yaşıyorsun yavrum diyor. Senin o arabada yandığını duyduğum gün ben de öldüm kızım. Günlerce tansiyonum düşmedi hastanede yattım. Kenan’ı cenazede gördüm bir daha ne sesini duydum ne de kendini gördüm. İyi de kızım, asıl bundan sonra yapmamız gerekenleri düşünmemiz gerekecek demişti. Evet bende biliyordum. Ama ne yapacağımızı bilemiyordum. Şimdi annemi hemen buradan alıp uzaklara kaçmak var ama yapamayız. Çağrı hemen bulur bizi. Belki sonra da Kenan…
Annemle karar vermiştik. Burada ayrılacak her şeyi yoluna koyana kadar bu oyuna devam edecektik. Yani ben Sinop’a annem ise evine dönecekti. Hemen ikimize birer telefonla yeni bir hat aldık. Kimseye çaktırmadan görüşecektik. Ben Çağrı’nın neden böyle davrandığını öğrenmeye çalışacak o zamana kadar da ne yapacağımız düşünecektik.
Ben hemen Sinop’a döndüm. Zaman geçmiyordu sanki. Bir yandan Çağrı gelince nasıl davranacaktım? Yani hareketlerimden şüphelenmesinden çok korkuyordum. Eskisi gibi davranamazdım ki! Bir çare bulmalıydım. Sonunda çareyi bulmuştum. Hemen özel bir hastaneye gittim. Alçı odasını buldum. İçerde ki erkek personelin yalnız bir anını kollayıp benim ayak bileğimde çatlak var. Alçıya aldırmak istiyorum. Ama film çektirmek fiş almak istemiyorum. Bana yardım eder misin dedim. Bu arada önlüğünün cebine de üç yüz elli lirayı göstererek sıkıştırıverdim.  Kabul etti. Tam sebebini sormaya hazırlanıyordu ki ondan önce davranarak, ailevi bir mesele lütfen aramızda kalsın.  Sonra da bir taksiye binip eve döndüm. Adam ayağımı öyle güzel alçıya almıştı ki beni hiç rahatsız etmiyordu. Ayakkabı şeklinde olduğu içinde üstüne rahatlıkla basıyordum.


SUS...!/14.BÖLÜM


14.BÖLÜM

Annem beni görünce…

Evden ayrılmış bir çay bahçesinde öylece oturmuş kalmıştım. Kulaklarımda Ece’nin annesinin söyledikleri sözler tekrarlanıp duruyordu. Hangisi gerçek! Ben bunu nasıl anlayacağım? O mezarda ki kadın kim? Ama annesi video çekmiş dedi. Yani Ece kendi sesiyle kendi görüntüsüyle söylemiş biriyle gidiyorum demiş. Tüm parasını da Çağrı’ya bırakmış. Peki bu gerçekse o mezarda yatan kim?
Herkes beni öldü biliyor? Bir annem gerçeği biliyor. Onu arama demişti Çağrı. Belki telefonları dinlenebilir demişti. Gerçi benim öldüğümü ilan ettikleri günden sonra, her gün internete kendimle ilgili farklı bir habere rastlayabilir miyim diye baktım ama her şey son derece normal görünüyordu. Hatta Kenan ile ilgili aşk dedikodularını bile okumuş ve onu o kadar iyi tanıdığım için beni ne kadar çabuk unuttuğuna hiç şaşırmamıştım. Ama annemi merak ediyordum. Bugün buraya kadar gelip de annemi görmeden gidemezdim. Ama ya beni bir tanıyan çıkarsa diye de korkuyordum. Bugün salı annem mutlaka pazara gider. Oraya gitsem beni bir gören olur mu acaba? Annem beni karşısında görürse ne yapar? Ama gitmem lazım annemi görmem lazım.
Sonunda annemi uzaktan gördüm. Ne kadar da çökmüş görünüyor. Çok korkuyorum beni görünce heyecanlanıp paniklemesinden. Ama nasıl olsa gerçekte ölmediğimi biliyor sadece karşısında görünce şaşırır ama o kadar. Yavaş yavaş ilerleyip masasına oturayım olsun bitsin. Ama bende çok heyecanlandım ne kadar da özlemişim canım annem.
Biraz sonra,
-Annem ben geldim..! Sakın belli etme!
-Seral..! Aman Allah’ım! Bu…Bu…Bu nasıl olur? Olamaz ki…! Ben kafayı yiyorum galiba…Sen Seral olamazsın…O öldü…!
-Ne ölmesi anne, sen ne diyorsun? Bu bir oyun ya! Bana rol yapmana gerek yok, annem burada yalnızız. Ama beni gören bir olabilir. Bir taksiye binelim. Sana her şeyi anlatacağım hadi annem.
-Ne rolü kızım, Seral öldü! Biz onu gömdük.
-Anne lütfen! Bana bak ben senin kızınım. Ölmüş gibi mi duruyorum? Ya anne sana Çağrı her şeyi anlatmadı mı?
-Çağrı kim?
-Hadi anne lütfen buradan bir an evvel gidelim başka bir yerde konuşalım. Bak benim hayatım söz konusu. Hadi kalk anne!
Hemen bir taksiye binmiş ve sıradan bir kafede inmiştik. Annem bana şaşkın ve ağlamaklı gözlerle bakmaktan başka bir şey yapmıyordu. Ben de annemin bu durumuna bir anlam veremiyordum. Sadece elini tutmuş sakin ol annem diyordum.






15.BÖLÜM