27.BÖLÜM
Kendimle hesaplaşmam…
Şu an ne yapacağımı şaşırmış
durumdayım. Marketçinin anlattıklarını bir parkta oturmuş düşünüyorum. Annemi
aradım anlattım öğrendiklerimi. O da benim için endişeleniyor. Dikkat et diyor.
Haklı tabi. Karşımda azılı katiller var. Kimse baş edememiş ben mi edeceğim.
Beni bile gözlerim görmüyor dememe rağmen bıçakladılar. Aslında öldürmek için
vurmuşlar ama sanırım giydiğim kıyafetten pek derine sokamamışlar bıçağı. Hadi
zavallı adama kızmışlar para vermedi polise şikayet etti diye. Ya ben onlara ne
yaptım? Gerçi ahlaksızlığın, zorbalığın kılıfı mı olur? Peki ben şimdi ne
yapmalıyım? Susmalı mıyım? Yoksa o iki küçük masum çocuğun hatırına konuşmalı
mıyım? Ya sonra polisten nasıl kurtulacağım? Gözlerim kör dedim onlara bu suç
sayılmayacak mı? Onları yanılttım.
İşte bu soruların cevaplarını
bulmak için birkaç saat parkta oturduktan sonra kendimi yine o mahallede ki
markette buldum. Uzun uzun baktım amcamın yüzüne. Ne oldu kızım bir şey mi
istiyorsun dedi. Kıvrandım…Kıvrandım…Marketten çıkıp yürümeye başladım. Nasıl
söyleyeceğimi ya da söylemem gerekip gerekmediğini kendi içimde çözememiştim
ki. Tekrar girdim markete. Amca ben size bir şey söyleyeceğim ama yapamıyorum
korkuyorum dedim. Amca da korkuyla yüzüme bakmış gel şuraya bir otur kızım
korkma ne oldu deyince birden ben o katilleri biliyorum yani tanıyorum deyiverdim.
Amcanın şaşkınlıktan bana bakan suratının bembeyaz olduğunu görebiliyordum. Sonra
anlattım her şeyi bir bir. Haklısın bunlardan korkmakta. Ama vicdanın seni ta
buralara kadar getirmiş madem, artık susma zamanı değil konuşma zamanıdır dedi.
Ben de seninle gelirim torunumu çağırayım baksın markete gidelim polis
karakoluna. Beni orada sever sayarlar. Sana zarar gelmesine asla izin vermem.
Madem ki sen zavallının kanının yerde kalmamasını istiyorsun. O sabilere yardım
ediyordun ben de sana yardım edeceğim dedi ve beni karakola götürdü. Kapıda ki
polisten çaycısına kadar herkes tanıyor hürmet ediyor “Oooo…Metin abi” diyen
eline sarılıyordu marketçi amcanın.
Ben de bu durumu görünce daha
rahatladım. Anlattım gördüklerimi. Bazı yerlerini değiştirerek tabii. Mesela
gözlerim görüyor ama yakınımdakileri görüyorum dedim. Onları da gördüm ama
konuşursan seni bulur öldürürüz dedikleri için korktum sustum dedim. Tabii yeni
kimliğimden hiç bahsetmedim. Yani beni orada Çağrı’nın bana çıkarttığı Asya
Kaya olarak bilmeye devam ettiler. Beraber gittiğim polis sayesinde gizli tanık
sıfatıyla adlandırıldım. Yani kimliğim hiçbir zaman açıklanmayacak gizli
tutulacak dendi. Ben de gördüğüm tüm detayları verdim. Birinin yanağında bir
yara izi vardı onu söyledim. Yani dikiş atılmış gibi çok belirgin bir izdi.
Zaten görsem hemen tanırım dedim. Diğerinin kolları da hep dövme doluydu. Benim
ağzımı eliyle kapatınca görmüştüm. Bunun üstüne bana bir sürü fotoğraf
gösterdiler. Bazı suçlardan aranan ya da suç işlemiş kişiler. Fotoğraflara
bakarken hemen o yaralı yüzlüyü tanıdım. Bu dedim. Ama kolları dövmeli olanı
bulamadım. Sorun değil konuştururuz onu zaten ikili takılıyorlar biliyoruz o
dediğin kişiyi dediler bizde Metin amca ile oradan ayrıldık.