11.BÖLÜM
Hastane…
Hastaneden çıktım hızlı hızlı
yürümeye başladım sanki bir yere yetişecekmişim gibi. Evet aslında bir yere
yetişmek için hızlı yürüyordum. Kaybettiğim yaşayamadığım çocukluğuma… Kadınlık
gururuma…İncinen onuruma ve özgürlüğüme… bundan daha önemli bir şey olabilir
miydi? Ama ne yazık ki ben bunun yeni farkına varmıştım. Sanki ağaçlar,
çiçekler daha bir yeşil görünmüştü gözüme. Sokaklar bile. Özgürlük bu olsa
gerek dedim kendi kendime. Annesi ile
babasının elinden tutup neşe içinde yürüyen çocuklara baktım geçmişimi
hatırlayarak özlemle. Sonra kocasının kolunda salına salına giden kadınlara.
Hangisi daha acı diye düşündüm benim için karar veremedim. Çünkü ikisi de acı
idi. Sonra kendime bütün gece verdiğim sözü hatırladım. Kendime acımayacak
kurtaracak yardım edecektim. Daha önce yapmadığım gibi. Yapamadığım gibi
çaresiz olmayacaktım. Daha da hızlandırdım adımlarımı. Amacım onun evden
çıktığından emin olduğumda evin bahçesine girip sakladığım paraları alıp
kayıplara karışmaktı. Sadece bunu yapabilmiştim. Bir gün cesaretimi ya da
fırsatını bulabilirsem bu bahçeye gömdüğüm paralar beni buralardan uzaklara
götürecekti. Şimdi tam zamanıydı. Hiç bugüne kadar olmadığım kadar cesaretli ve
kararlılıktaydım. Geriye bir canım kalmıştı onu da yok etmek için intihara kalkışmış
ama becerememiştim. Ama artık sadece kendim için yaşayacak kimsenin esiri
olmayacaktım.
Yıllarca işkence çektiğim sözde bu
mezar eve dışarıdan bakıyorum korkuyla yakalanırsam diye. Aslında buraya
gelmeyi hiç istemezdim üç gün önce kaçtığım bu eve. Ama ona bırakmaya hiç
niyetim yok. Bedenimle ödedim biriktirdim o paraları ben. Hem de her gece başka
bir adama satılarak peşkeş çekilerek. Para sakladım mı diye her yerimi arıyordu
ama bir koltuğumun altına bakmayı akıl edemiyordu. Onu da tesadüfen keşfetmiştim.
Yine bir gün eve getirdiği adamlara beni sunduktan sonra paraları ver deyip
üstümü arayacakken birden paranın bir kısmını koltuğumun altına koyuvermiştim.
O da çantama kıyafetlerime ceplerime bakmış ama orayı aramamıştı. Sonra da
benim orası para saklama yerim olmuştu. Tabii paranın büyük bölümünü ona
veriyordum da işte beş lira on lira ne kaçırabilirsem onu saklıyordum. Şimdi bu
biriktirdiğim paralar benim kurtuluş biletim olacaktı.
Bu eve getirildiğim günü hiç
unutmuyorum. Unutmayacağım da. Ağlayarak zorla…Satılık bir eşya gibi. Şimdi ise
son kez bakıyorum herkesten her şeyden iğrenerek…