7 Nisan 2018 Cumartesi

GAVAT'A GIRAVAT / 11. BÖLÜM


11.BÖLÜM

Hastane…

Hastaneden çıktım hızlı hızlı yürümeye başladım sanki bir yere yetişecekmişim gibi. Evet aslında bir yere yetişmek için hızlı yürüyordum. Kaybettiğim yaşayamadığım çocukluğuma… Kadınlık gururuma…İncinen onuruma ve özgürlüğüme… bundan daha önemli bir şey olabilir miydi? Ama ne yazık ki ben bunun yeni farkına varmıştım. Sanki ağaçlar, çiçekler daha bir yeşil görünmüştü gözüme. Sokaklar bile. Özgürlük bu olsa gerek dedim kendi kendime.  Annesi ile babasının elinden tutup neşe içinde yürüyen çocuklara baktım geçmişimi hatırlayarak özlemle. Sonra kocasının kolunda salına salına giden kadınlara. Hangisi daha acı diye düşündüm benim için karar veremedim. Çünkü ikisi de acı idi. Sonra kendime bütün gece verdiğim sözü hatırladım. Kendime acımayacak kurtaracak yardım edecektim. Daha önce yapmadığım gibi. Yapamadığım gibi çaresiz olmayacaktım. Daha da hızlandırdım adımlarımı. Amacım onun evden çıktığından emin olduğumda evin bahçesine girip sakladığım paraları alıp kayıplara karışmaktı. Sadece bunu yapabilmiştim. Bir gün cesaretimi ya da fırsatını bulabilirsem bu bahçeye gömdüğüm paralar beni buralardan uzaklara götürecekti. Şimdi tam zamanıydı. Hiç bugüne kadar olmadığım kadar cesaretli ve kararlılıktaydım. Geriye bir canım kalmıştı onu da yok etmek için intihara kalkışmış ama becerememiştim. Ama artık sadece kendim için yaşayacak kimsenin esiri olmayacaktım.
Yıllarca işkence çektiğim sözde bu mezar eve dışarıdan bakıyorum korkuyla yakalanırsam diye. Aslında buraya gelmeyi hiç istemezdim üç gün önce kaçtığım bu eve. Ama ona bırakmaya hiç niyetim yok. Bedenimle ödedim biriktirdim o paraları ben. Hem de her gece başka bir adama satılarak peşkeş çekilerek. Para sakladım mı diye her yerimi arıyordu ama bir koltuğumun altına bakmayı akıl edemiyordu. Onu da tesadüfen keşfetmiştim. Yine bir gün eve getirdiği adamlara beni sunduktan sonra paraları ver deyip üstümü arayacakken birden paranın bir kısmını koltuğumun altına koyuvermiştim. O da çantama kıyafetlerime ceplerime bakmış ama orayı aramamıştı. Sonra da benim orası para saklama yerim olmuştu. Tabii paranın büyük bölümünü ona veriyordum da işte beş lira on lira ne kaçırabilirsem onu saklıyordum. Şimdi bu biriktirdiğim paralar benim kurtuluş biletim olacaktı.
Bu eve getirildiğim günü hiç unutmuyorum. Unutmayacağım da. Ağlayarak zorla…Satılık bir eşya gibi. Şimdi ise son kez bakıyorum herkesten her şeyden iğrenerek…