14 Mart 2018 Çarşamba

SUS...!/31.BÖLÜM



31.BÖLÜM

Çağrı benim bütün söylediklerime inanmıştı. Beki de inanmış görünüyordu. Bilemem. Ama ben ona deli gibi aşık kadın rolümü son hız oynuyordum. Ona sık sık; sen Cuma geliyordun Pazar gidiyordun. Bu bana yetmemeye başlamıştı. Sen gidince kendimi çok yalnız ve mutsuz hissediyordum. Seni çok özlüyordum. Çareyi kaçmakta buldum. Pansiyonlarda kaldım. Annemi de çok özlemiştim. Onu bulmaya o pazara gittim. Bekledim saatlerce gelmedi. Sonunda birine sordum. Tabii beni tanımadığı için, “Kadının kızı öldü buralardan gitti. Bilmiyor kimse nereye gittiğini. Kocasından kaçtı diyen var, intihar etmiştir diyen var” dedi. Yıkıldım tabii. Buraya kaç kere geldim ama cesaret edemedim seni aramaya. Ancak seninle ilgili haberleri duyunca artık dayanamadım. Yanında olmak istedim. Sen nasıl benim en zor günlerimde yanımda olduysan ben de senin yanında olmak istedim dedim. Bu sözleri iyice inansın diye defalarca tekrarladım. Bu arada Kenan’ın beni görmemesi için tedbiri de elden bırakmıyor tanınmamak için o peruklarımı kullanıyordum. Ama anneme her gün arayıp iyi olduğumu söylemem gerekiyordu. Beni zaten tek bu şartla göndermişti.
Çağrı sana bir telefon alalım dediğinde gerek yok, kimim var ki arayacağım. Annem bile yok. Bir tek sen varsın deyip, inandırıcı olsun diye başlattığım ağlama oyunumun sonra gerçekten önünü alamayıp bugüne kadar hiç ağlamadığım kadar hıçkırıklarla ağlamıştım. Çağrı’da beni sakinleştirmek için elinden geleni yapmış ve sevgi ile sarılmıştı. O andan itibaren Çağrı’yı istediğim kıvama getirdiğimi anlamıştım.
  Seni üzmemek için sormuyorum ama Çağrı neler oluyor? Anlatsana şu meseleyi deyip konuyu karısına getirdim. -Birisi Ece’nin kaçmadığını benim onu öldürdüğümü ortaya atmış. Araştırdılar hatta Sinop’ta ki eve kadar gitmişler. Ama bir şey bulamadılar.
-Orayı nereden bulmuşlar ki?
-Polis bulur canım saklı değil ki o ev. Uçakla oraya gelişlerimi arabayla geldiğimi falan tespit etmişler.
-Ne! Ya beni de biliyorlarsa? Hem orada ne aramışlar ki?
-Yok merak etme seni bulamazlar. Çünkü ben orayı temizledim. Sana ait eşyaları da yok ettim Ece’ye ait olanları da.
-Ece ile gittiniz mi hiç oraya ki?
Evet ama ispatlayamazlar demiş sonra da sanki ağzından kaçırmış gibi konuyu değiştirmiş boş verelim bunları. Polis hiç
İşte bu son sözler hiç aklımdan çıkmıyordu. Çünkü avukatları her söylemlerinde Ece’nin o evde hiç bulunmadığını söylemişlerdi. Halbuki Çağrı bana gittik demişti. İyi de ben bunu nasıl ispatlayacaktım? Ama pes etmeyeceğim yani susmayacağım ve gerektiğinde son kozumu oynayacaktım…





SUS...!/30.BÖLÜM


30.BÖLÜM

Seni özledim…

Annemin dedemden kalan uzun süredir de gitmediği bir evi vardı. O evi ne Çağrı nede Kenan ne de üvey babam biliyordu. Oraya gitmeye karar verdik. Aslında annem daha ilk İstanbul’a geldiğimiz andan itibaren diyordu, orayı kimse bilmez oraya gidelim diye ama ben ne kadar kalacağımızı bilmediğimiz için istememiştim. Ama şimdi o eve bize ilaç gibi gelmişti. Hemen evin yakınında bulunan marketten ihtiyacımız olan şeyleri aldık ve eve gittik. Her yerde ananemin ve dedemin anısı vardı. Annem daha kapıdan girer girmez ağlamaya başlamıştı. “Bu eve böyle seninle hırsız gibi gizli saklı mı gelecektim” diyordu. Halbuki ne kadar istemişti ben evlendikten sonra hep beraber burada buluşalım vakit geçirelim. Çünkü burası İstanbul’un o karmaşasından uzak sessiz sakin bir yerde idi. Ama olmadı. Çünkü ben Kenan’ın emrindeydim.  Annem biraz ağladıktan sonra gözyaşlarını silmiş “Tamam geçti! Hadi anlat planımızı” demişti.  Anlattım kafamdakileri. Çağrı’nın bana çıkarttığı kimliğimi aldım ve telefonumu da evde bırakarak evden ayrıldım. Çağrı’nın iş yerinin olduğu semte gittim. Bir markette girip ücretiyle telefonu kullanmak istediğimi söyledim. Çağrı’nın cep telefonunu aradım. Çok korkuyordum. Ama yapmak zorundaydım.
-Alo! Merhaba Çağrı. Ben Asya!
-Asya!
-Biliyorum bana kızgınsın! Ama seni çok özledim. Hakkında çıkan haberleri de duydum çok üzüldüm.
Bu cümleleri hızlı hızlı söylemiş onun yanımda olduğumu, çıkan o haberlerle benim ilgim olmadığını hissettirmem lazımdı. Beni dinlediğini görünce devam ettim oyunuma.
-Ne söylesen haklısın! Ama biraz kafamı toplamak istemiştim. Özellikle duygularımı tartmam gerekiyordu.
-Peki işe yaradı mı?
-Hem de nasıl? O kadar çok özledim ki seni ve geri geldim. Artık Sinop’ta seni beklemek yetmiyordu.
İşte bu son cümlem çok işe yaramış olacak ki,
-Beni terk ettiğini düşündüm, istemediğini.
-Hayır aksine çok istiyordum. Ama böyle metres gibi olmak gizli saklı yaşamak zoruma gidiyordu. Seni görmem lazım Çağrı şu an senin iş yerinin yakınındayım. Eğer sen de beni istiyorsan gel. İstemiyorsan hayatından sonsuza dek çıkacağım...