28.BÖLÜM
Vicdanımın sesi…
Metin amcaya ben o aileye yardım
etmek isterim ama benim yaptığımı bilmemeleri lazım. Duyulursa peşime düşerler.
Bir annem var. Size versem bir miktar para onlara verir misiniz dedim. Olmaz
ben alamam kızım. Seninle beraber gidelim mahalleye sen kendin ver dedi.
Çaresizce gittim onunla. Kapıyı çaldı. Daha önce tanıştığım o minik kız açtı
kapıyı arkasında da annesi. Metin amca, kızım hadi sen içeriye git annenle
yalnız konuşacağız deyip bu para verme olayına küçük bir çocuğun şahit olmasına
izin vermedi. Çocuk içeriye gidince kadına, bu hanım size yardım edecekmiş. Ben
kendi versin istedim. Sen gururlu bir kadınsın bilirim. Kocan rahmetli çok iyi
bir adamdı. Çocukların için almak zorundasın. Zaten bu hanım da çocuklarının
geleceği için vermek istiyor deyip parayı kadının avucuna koyuverdi. Kadın paranın
çokluğunu görünce şaşırdı tabii. Ama bu çok para dedi. Ben de ona başınıza
gelenleri duydum. Belki buralardan taşınmak istersiniz yani güvenliğiniz için. O
yüzden veriyorum. Babamın vasiyeti idi. Bu parayı ihtiyacı olan birine ver
demişti. Ben de onun vasiyetini yerine getiriyorum diye onu rahatlatmak için
yalan söyleyiverdim. Aldı tabii. Neredeyse elimi öpercesine. Evet dedi
gideceğim buralardan. O adamların ne yapacakları belli olmaz. Çocuklarım için…
O andan itibaren içimde ki o
rahatlığı o sevinci uzun zamandır hissetmemiştim. Saki o iki küçük çocuğun
hayatlarını kurtarmıştım. Yani verdiğim para böyle kiralık bir evde oturan bir
aile için çok para olabilirdi ancak elbet yıllarca yetecek değildi
farkındaydım. Ama en azından bir müddet yetebilirdi. Sadece kadına gideceğiniz yeri
bence kimseye söylemeyin demekle yetindim ve oradan ayrıldım.
Annem benden haber
bekliyordu. Sesimi duyunca rahatladı. Yine de fazla kalma kızım özellikle de o
mahallede. Belki o adamlarda oralardadırlar dedi. Aynı şeyi metin amca da
söylemişti. Tamam anne hemen yola çıkıyorum dedim.