Keşkeler…
Evet, bunları anneme anlatamazdım ya da anlatmaya çalışsam da dinlemez kestirip atardı. Daha sonra bunun hesabını benden daha fazla sorardı. Çünkü bir kere denemiştim. Anneme, çok sıkıldım sürekli ders çalışmaktan birazcık dışarıya çıksam daha fazla sarılırım derslerime dediğim anda masamın üzerinde üç büyük ansiklopedi ile karşılaşmıştım.
Üniversite sınavı yaklaştıkça daha da geriliyordum. Ne okulda ki hocaların anlattıklarını ne de eve gelen özel hocaların anlattıklarını anlayabiliyordum. Sanki beynimin kapasitesi dolmuştu.
Herkes iyi şartlarda dünyaya gelmiyor tabii ki; ben o konuda oldukça şanslıydım. Gerçi okuduğum kolej benim gibi zengin ailelerin çocuklarıyla doluydu. Ama burslu okuyanların yanı sıra sırf çocuğumuz daha iyi eğitim alsınlar düşüncesiyle kendi şartlarını zorlayarak çocuklarını bu okula gönderen ailelerin olduğunu da biliyordum. O yüzden bazılarının benim hayatıma imrenerek baktığını da görebiliyordum. Aslında ben de onların başka şeylerine imrenerek bakıyordum. Mesela okula gelen anne veya babalarının onlara sevgi ile sarılmalarına.
Bazen okuldan eve şoförle gelmek yerine keşke otobüsle gidip gelebilseydim, ya da okul tam gün olsaydı da eve sadece yatmaya gitseydim diye düşündüğüm anlar da olmuştu. Sırf birazcık kendi başıma vakit geçirmek istediğim için.
Ama maalesef böyle olmuyordu. Eve girer girmez kendime ayıracak tam iki saatim oluyordu. Vakit kaybetmemek için yiyeceklerim, giyeceklerim hep önceden hizmetçiler tarafından tabii annemin talimatlarıyla hazırlanmış olurdu. Bana hiçbir zaman yetmeyen iki saatlik dinlenmenin sonunda eve gelecek olan, artık o gün hangi dersim varsa o hocanın dersine hazır olmak zorunda idim. Bütün derslerim zaten hep çok iyi idi. Ama niye ise bu bir türlü annemi tatmin etmiyordu. Yani benim her konuda bilgi sahibi olmamı istiyordu. Dersim bittiğinde de beni evin kütüphanesine sokar önüme de birkaç kendi seçtiği kitabı koyar “Hadi seç birini ve en az elli sayfa oku!” derdi. Yani her şeyim saatli programlı ve annemin istediği gibi yaşanıyordu.
Okulda görüştüğüm arkadaşlarım dışında hiçbir arkadaşım yoktu. Daha doğrusu olmasını annem istememişti. Önünde üniversite sınavı var. Arkadaşlarla vakit geçirme zamanı değil diyordu.
İyi de annemin unuttuğu bir şey vardı. Ben çocukluğunu yine bu kurallar yüzünden yaşayamamış şimdi de gençliğimi yaşayamayan mutsuz bir genç olmuştum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder