Ölüm ve Ben…
Evin önüne geldiğimde Asiye Teyzeyi şoförle konuşurken buldum. Beni görünce “Nerede kaldın Ada seni defalarca aradım, Neden telefonlarımı açmadın?” deyince sessize almıştım hiç görmedim niye aradın ki? Deyiverdim. “Nedeni var mı, seni bir polis aramadı mı? Hayır beni hiç kimse aramadı. Neden polis arayacaktı ki...?
……..Annemle babam öleli bir hafta oldu. Ben de bir haftadır evdeyim okula gitmedim. Odamdan da çıkmıyorum. Asiye Teyzenin zorla hazırladı şeylerden işte ölmeyecek kadar yiyorum. Ne düşüneceğimi bilmiyorum. Ya da düşündüklerimin sağlıklı olup olmadığını. Çocukluğumdan beri bana bir kez bile sarılıp sevgi göstermeyen annem ve babam için çok üzülememiştim hatta bir tek gözyaşı bile dökmemiştim. Bu normal miydi onu da bilmiyorum. Ben birinin anne ve babasının arabalarının içinde kurşun yağmuruna tutularak öldürüldüğünü duysam günlerce bunun tesirinden kurtulamaz çok üzülürdüm. Peki bu olay kendi ailemin başına gelmiş yani bilmediğimiz kişiler tarafından annem ve babam öldürülmüşler ama ben buna üzülmediğim gibi sebebini de merak etmiyordum. Asiye Teyzeyi şoförlerle gizli konuşurken duymuştum. Üzüntüsünden şoktan çıkamadı diyordu benim için, gerçekten şokta mıydım? Ya da duyacaklarımdan mı korkuyordum? Sadece çok kızgın olduğumu biliyorum. Hem de çok kızgın. Annemle babam beni bu eve yıllarca hapsettikleri için onlara kızgınım. Tek mutlu olduğum bir günde öldükleri için kızgınım. Oysa arkadaşlarımla geçirdiğim o günü eve gelip belki sabaha kadar hatırlayıp, tekrar tekrar mutlu olacaktım, buna engel oldukları için kızgındım.
Okulun sonuna gelmemiz, üniversite sınavına sayılı günlerin kalması birde benim annemle babamı kaybetmem okula gitmememe geçerli bahane teşkil etmişti. Bu yüzden bütün günümü televizyonun karşısında geçiriyordum. Asiye Teyze buna çok üzülüyordu. Bana sürekli “Polisler araştırıyor Ada’cığım merak etme katilleri bulunacak” diyordu demesine de benim gerçekten ne düşündüğümü bilmiyordu ki!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder