12 Kasım 2017 Pazar

SEN VE BEN/20.BÖLÜM - SON-


      Hakan’a son sözlerim…

     Okulda dersim biter bitmez hemen onun yanına gidiyorum. Ağrıları çok oluyor. Belki bir şeyleri yanlış yaptım hafif enfeksiyon kapmış. Ama güçlü olduğunu biliyorum atlatacak. Hem bugün yeni bir şey daha öğrendim onu uygulayacağım Hakan’a. Hafif hafif konuşmaya uğraşıyor. Ben ona acele etme gerdirme şu yüzünü canın daha çok acıyacak diyorum. Hem o kadar uğraştım dikişlerin atacak diyorum.
     Gözlerini kocaman açıyor şaşkınlıkla bana bakıp durmadan bir şeyler anlatmaya çalışıyor. Ama ameliyat oldun o kadar kolay mı, zorlama diyorum? Hani bana “Biz birbirimize çok benziyoruz sen hiç aynaya baktın mı?” Demişti ya. İşte, o gün karar vermiştim ona bunu yapmaya. Böylelikle aynada her kendine baktığında beni hatırlasın diye…
Hakan’ın artık söylediklerini daha iyi anlamaya başladım. İlk sorusu “Neden?” Bana ne yaptın? İyi de neden burada olduğunu daha anlamamış. “Bana ne yaptın? Bırak beni!” Diyor. Tamamen iyileşmeden bırakamam ki. Çünkü daha sona gelmedik Hakan. Bak şimdi buraya bir resim bırakacağım. Biri sen biri ben! Ben gittikten sonra şayet o yataktan kurtulabilirsen kalkar bu resme bakarsın. Hani benim için “İstesen de benden kopamazsın” demiştin ya! İşte artık ben sana diyorum.       Ömrün beni aramakla geçecek. Çünkü sana uyguladığım dolgu maddesini hiçbir profesör çözemez. Kurtulmaya çalışma sakın sonun olabilir. Her aynaya baktığında beni göreceksin. Çünkü ben aynaya baktığımda hep seni görüyorum. Önceleri sana olan aşkımdan idi. Ama o geceden sonra nefretten. Hiç unutmadım o geceyi. Ardından bir hafta okulda olmadığım halde beni görünce “Okulda olmadığının farkında değildim” demeni hiç unutamadım.
     Hakan halen bana bakıyor şaşkınlıkla. Niye şaşırıyorsun ki? Yaptığın şey yanına mı kalacaktı sandın? Beni zorladın isteyerek olmadı ki! Ben sarhoştum sen bunu kullandın. Şimdi de ben senin sarhoşluğundan faydalandım.  On gün önce sana geldiğimde içmeni zevkle izledim. Hani kapıda bak en özelinden deyip gösterdiğin o içki şişesi var ya senin sonun oldu işte.
      Aklıma annemle babam geldi. Ne kadar yalnızdım o evde. Hem de çok mutsuz. Bir kere bile annemin ya da babamın bana sevgiyle sarıldıklarını hatırlamıyorum. Belki de işte bu yüzden ilk karşıma çıkan erkeğin yani senin oyuncağı oldum. Çünkü gerçek sevginin nasıl olacağının bilemediğim için kandım. Bana dünya kadar bilgi yüklemişlerdi. Ama sevgiyi öğretmemişlerdi ki.
Katilleri bulundu. Alacak verecek meselesinden dolayı öldürmüş katil onları. Şu an ceza evinde. Aldığı ceza beni hiç mutlu etmedi. Ömür boyu ağırlaştırılmış ceza. Onun içinde güzel bir sürpriz hazırlıyorum. Ona iki taraflı yüz ameliyatı yapacağım. Aynaya her baktığında birinde annemi diğerinde babamı görecek. Az kaldı on beş gün sonra…
       Neyse ben şimdi çok uzaklara gidiyorum. Estetik üzerine daha çok şey öğrenmem gerekiyor. Ama şunu söylemeliyim ki bu işten çok zevk aldım. Yani ben uzmanlık alanımı senin sayende buldum. Kimilerine göre bu bir tür ödül olacak kimilerine göre ceza. Uyandığında tabi uyanabilirsen bu resme bakarsın bence çok benziyoruz gerçekten. Hoş çakal…ex sevgilim… 
İstesen de benden kopamazsın. Ömrün beni aramakla geçsin…
 
                                                   _SON_

11 Kasım 2017 Cumartesi

SEN VE BEN/19.BÖLÜM


        İçimdeki nefret…

      Kapının önündeyim. Zile basmaya hazırlanıyorum ama ellerim titriyor. Bu eve ilk geldiğim günü hatırlıyorum. Ne kadar masum temiz duygularla gelmiştim. Şimdi ise kapıda neredeyse kusmak üzereyim. Şu an masumda değilim. Çünkü içimde sevgi yok! Aşk yok! Masumiyet yok! İçimde sadece intikam duygusu hesaplaşma var!
İşte, zile bastım kapının açılmasını bekliyorum. Hakan yüzünde gülümseme ile kapıyı açtı. Elinde ki içki şişesini gösterip “En özelinden aldım. Hadi girsene!” 
     …Evet şu an içerideyim. Hakan’ı izliyorum. Verdiğim ilaçla halsiz yatıyor. Tıp öğrencisi olmak bir gün bu şekilde işime yarayacağını hiç düşünmezdim. Elini kolunu kıpırdatamıyor. Ara sıra gözlerini açıyor bana bakıyor sonra tekrar kapatıyor. Eee kolay değil büyük bir ameliyat geçirdi. Tam beş saattir uğraşıyorum. Halen narkozun etkisinde. Gerçi serumunun içine ağrı kesici de koydum ama demek ki az mı geldi ya da etkisi mi geçiyor? Neyse uyanınca sorarım çok mu ağrıyor diye.
Şimdi okula gitmeliyim. Gerçi biraz yorgunum ama hem okuldakilere görünmem lazım hem de malum yine pratik yapmam gerekiyor.
      Hoca sordu, gruplar hazır mı? Yok hocam eksiğimiz var. Kim o eksik? Hakan hocam, Hakan yok! Biz başlayalım birazdan gelir. 
Bu tür konuşmaları tam üç gündür yapıyoruz ameliyathanede. Ama sonuç aynı. Çünkü Hakan gelmiyor. Ben sebebini biliyorum ama onlar bilmiyor.

10 Kasım 2017 Cuma

SEN VE BEN/18.BÖLÜM




       Ertelenen randevu…

     Tam hazırlandım evden çıkmak üzereydim ki Hakan’ın mesajını aldım. “Arkadaşlar bana müthiş bir sürpriz yaptılar eve geldiler. Şimdi seni görmesinler. Yarın buluşuruz olur mu?” 
Olur demekten başka çarem var mı? Hakan yine oyununu oynamıştı. Bana da kabul etmekten başka şey kalmamıştı. Aslında kapısına dayanıp sen ne yapıyorsun? Benimle oyun mu oynuyorsun adi demeyi falan ne kadar isterdim ama yapamam. Yapmamalıyım. Hem sürpriz diyor, asıl sürprizin bende olduğunu bilmiyor ki! Böylesi belki daha iyi. Daha iyi hazırlanmam için zamanım olacak.
      Ertesi gün yine ameliyathanede çalışmamız vardı. Geç kalmamak için erkenden çıktım. Bu grup işinde ameliyathaneye ilk gitmek çok önemli. O zaman hoca sana daha çok güveniyor hatta ameliyatı sana bile yaptırabiliyor. Elimin alışması lazım yani pratik çok önemli gerçi saatlerce videoları izliyorum ama olsun. 
       İçeriye girdim ama hemen kapıyı kapatmak zorunda kaldım. Çünkü Hakan içeride bir kızı sıkıştırıyor gibiydi. Beni görünce kaş göz işareti yapıp sanki çık demek istemişti. Allah’ın belası şimdi ki avı da belli olmuştu. Elimi çabuk tutup, kızı onun elinden kurtarıp onun nasıl bir adi olduğunu anlatmam gerekiyor diye düşünüp içeriye tekrar girdim.  Neyse ki kız terslemiş ve kapıdan çıkıp gitmişti.
       Mecburen bende görmemiş ya da anlamamış gibi davranarak işime konsantre olmaya çalıştım. Ama o bana dün için kusura bakma, ama bugün mutlaka bekliyorum deyince bende bu fırsat kaçırmamak için sabırsızlanıyorum diye cevap verdim. 

9 Kasım 2017 Perşembe

SEN VE BEN/17.BÖLÜM


       Farkında Değilim…

      ‘Farkında değilim’ bu söz o gün yaşanılandan daha da acı gelmişti bana. Ona bu kadar değer verdiğim için kendime her gün daha da çok kızıyorum. Ondan mümkün olduğunca uzak durmaya çalışıyorum ancak olmuyor onu düşünmediğim bir an yok. Eskiden olsa aşık olduğum için durmadan onu düşünürdüm oysa şimdi içimde ki nefretten…Öfkeden…Acıdan… Ama bunun anlaşılmasından da korkuyordum. Daha uzaktan bile görünce elim ayağım buz kesiyor. Bakarken içim titrediği o mavi gözleri artık bana korkunç geceyi hatırlatıyor. Bununla nasıl başa çıkacağım bilemiyorum?
      Anatomi hocası Ekrem Sandal sınıfı ikiye ayırdı. Bizde maalesef onunla aynı gruba düştük. Her hafta ameliyathanede çalışacaktık. Yani ondan uzak durayım derken daha çok vakit geçirmek zorunda kalmıştım. O bundan hiç de rahatsız gibi görünmüyor, hatta eskisi gibi hiçbir şey olmamış gibi davranıyordu. Bende mecburen ona ayak uydurmak zorunda kalmıştım.
      Bugün ikinci günümüz. Ameliyathaneye ilk gelen ben olmuştum. Yani özellikle erken gelmek için uğraşmadım ama öyle denk geldi. Ben tam kadavra üzerinde çalışacağımız aletleri hazırlıyordum ki, birden o geldi. Elim ayağıma karışmış ne yapacağımı şaşırmıştım. Mecburen hafifçe selam vermiş yaptığım işime geri dönmüştüm ki birden arkamdan sarıldı. “Burada yalnızız. Ne dersin biraz eğlenelim mi?”
       Birden midem bulanmıştı. Tıpkı o günkü gibi. Yapma dedim. Dinlemedi. Daha sıkı sarmaya devam etti. Yüzünde son derece alaycı itici bir tavırla.
“Sen hiç aynaya baktın mı? Biz birbirimize çok benziyoruz. Farkındayım her yerde beni arıyorsun. İstesen de artık benden kopamazsın. Ben insanda alışkanlık yaparım. Hadi ne olacak sanki diye birde üsteleyince, birden akşam sana gelirim o zaman deyip onu itekledim. Yüzündeki gülümsemeyi iğrenerek izledim ama o bunun farkında değildi.
        Ameliyathanede yaklaşık üç saat çalıştık. Ona her baktığımda onu bana bakarken buluyordum. İçimden onu oracıkta nerdeyse öldürmek geliyordu ama oynadığım oyuna devam etmek için ben de ona karşılık veriyor gibi davranıyordum.
Sonunda ders bitmiş ve evde buluşmak üzere sözleşmiştik. Ben ondan daha çok heyecanlıydım.







8 Kasım 2017 Çarşamba

SEN VE BEN/ 16.BÖLÜM



      Hadi bay bay…

      Aradan bir hafta geçmişti. Beni bir kere bile aramamıştı. Hiç mi merak etmiyordu? Onun gözünde bu kadar önemsiz miydim? Oysa ben kendimi odama kapatmıştım. Doğru dürüst yemiyor uyumuyordum. Sürekli bana yapılan bu haksızlığı düşünüyordum. Halbuki onunla ne güzel sohbetler yapmış çok şey paylaşmıştık. İyi arkadaş olduğumuzu sanmıştım. Ben daha önce içki içmediğimi alışkın olmadığımı söylemiştim ama o bunu kullandı. Beni bilerek evine götürdü. Arkadaşlığımı kullandı. Ona güvenmiştim. En azından çevresinde ki kızlara bakışını ya da onlar hakkında düşüncelerini anlayabiliyordum ama beni onlarla aynı kefeye koyacağını hiç düşünmemiştim. Bana zarar vereceği hiç aklıma gelmemişti. Ben bunu nasıl atlatacağım? Ya da atlatabilecek miydim? 
      İlk defa bugün keşke annemle babam yanımda olsalardı diye düşündüm. Aylardır ilk defa yine sevgiye açlığım nüksetmişti. Yine o yalnızlık hissi çökmüştü içime. Belki de annemle babam beni hayata sadece kitaplarla hazırlamasalardı. Yani birazcık hayatın gerçeklerinden, tehlikelerinden hatta en önemlisi puştluklarından bahsedip beni bu konuda eğitselerdi. Ama yapmadılar. 
Peki, bu olayı onlara anlatmış olsaydım ne yaparlardı? Şu an bir omuza öyle ihtiyaç duyuyordum ki; ama bu nasıl ve kime anlatılır ki? Anlatılmaz…
Odama bir hafta kapanmam ilk zamanlar çok zor olsa da sonunda işe yaramış beni kendime getirmişti. Çünkü böyle oturup karalar bağlamak bana bir şey kazandırmamıştı. Her gün baş ağrısı için aldığım ilaçlar artık midemi ağrıtıyordu. Raporumun süresi de bittiği için mecburen okula dönmüştüm. Ama tek dileğim onu bir müddet daha görmemekti. Görsem ne diyecektim? Nasıl davranacaktım? Ya da o beni görünce nasıl davranacaktı? Eskisi gibi olabilir miydik…?
İşte karşıda göründü. Umarım benim masama oturmaz. Hayır...! Olamaz! Tam da buraya oturmak için geliyor. Acaba ne diyecek? Ne yüzle…?
      “Merhaba Ada! Ekrem hocanın verdiği ödevi yaptın mı? 
İçimden bu ne diyor ya! Dalga mı geçiyor benimle? Okulda bir haftadır olmadığımı bilmiyor mu? Ya da beni görünce ilk söyleyeceği konuşacağı konu bu mu olmalıydı? Bu kadar vicdansız olabilir mi bir insan? Bir genç kızın hayalleriyle, geleceğiyle, umutlarıyla oynamak bu kadar hafife alınacak ya da önemsenmeyecek bir konu mu? 
Gözlerine bakmadan, ben bir haftadır okulda değildim nereden bileyim. Sadece bana bunu mu sormaya geldin? Sorman gereken ya da söylemen gereken başka bir şey yok mu? Diyerek ona hatırlatma yapmak istedim.
   “Haaa, öylemi hiç farkında değilim. O zaman öbür kızlara sorayım hadi bay bay” deyip yanımdan ayrıldı. Arkasından öylece bakakaldım…

7 Kasım 2017 Salı

SEN VE BEN/15.BÖLÜM



    Masada ki not…

    Baş ağrısı ve mide bulantısıyla gözümü açtığımda nerede olduğumu anlamaya çalışıyordum. Evet, hatırlamıştım. Gece Hakan’ın evine gelmiştim. İyi gelir ısrarlarına dayanamamış ve içkiye burada da devam etmiştim. Sonrası işte…Hakan’ın yatağında hayallerini bırakan bir genç kız… Masada bir not. “Kapıyı çeker gidersin. Gece güzeldi. Hoş çakal!”
     Bu kadar basit miydi? Her şey beni eve ve yatağına almak için miydi? Halbuki haftalardır ne kadar güzel sohbetler edip arkadaşlık kurmuştuk. Hatta onun için olumsuz düşüncelerimden dolayı ön yargılı davrandığım için kendime dahi kızmıştım. Dışarıdan kızlarla ilgilenmesini izlemiş kendimi ağırdan satayım ucuz görünmeyeyim diye zorlarken en beterini yapmıştım. Ona inanmış güvenmiş ve ilk davetinde evine gelmiştim. Böyle bir şeyi aklımdan bile geçirmemiştim.  Kim ister ki böyle bir sonu?
     İçkinin tesiriyle zaten bulanan midem şimdi daha da çok bulanıyordu. Ama çaresizce kalktım. Amacım bir an evvel bu iğrenç yataktan ve evden kaçmaktı. Taksiye atladım eve gittim. Kendimi duşun altına attım. Üstüme sanki bir pislik bulaşmıştı da onu ne kadar çok yıkarsam o kadar çabuk kurtulacağımı sanıyordum. Ama nerde…Yıkadıkça yine  temizlenmediğimi düşünüyor ve en başa dönüyordum. Suyun altında durmaktan ellerim ayaklarım buruş buruş olmuştu. Saçımı vücudumu ne kadar yıkadım bilmiyorum. Ama bunun bana bir faydası olmayacağını anlayıp sonunda çaresizce banyodan çıktım. 
      Ne yapacağımı ya da ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. İçimde sadece ona duyduğum büyük bir öfke vardı. Karar vermiştim giyinip hemen okula gidecek ve Hakan’la yüzleşecektim.
        Bana bunu nasıl yaptın? Sen ne şerefsizsin derim. Belki de üstüne atlar üstünü başını yırtarım. Okulu başına yıkarım. Sorarım sen benim o içkili zayıf halimden neden faydalandın, bana nasıl kıydın? Sana yapma dedim, ittim neden beni dinlemedin derim…
      Evet, tam da tahmin ettiğim gibi orada, üç dört kızın ortasında çok da keyifli görünüyor. Belli ki çok komik bir şey anlatıyor kızları güldürüyor. Beni uzaktan gördü ama hiç istifini bozmadı. Mecburen yanına yaklaştım. Biraz gelir misin anlamında işaret yaptım. Yüzüme baktı, “Daha sonra, şimdi arkadaşlarla dışarıya çıkacağız” dedi ve gitti.







6 Kasım 2017 Pazartesi

SEN VE BEN / 14.BÖLÜM


        Ezgi’nin Doğum Günü…

        Yine o gün kantinde sohbet ederken, yanımıza aynı sınıftan Özge geldi. Bugün Ezgi’nin doğum günü. Ona sürpriz bir parti yapacağız. Katılmak isteyip istemediğimizi sordu. Hakan bana bakıp ne dersin gider miyiz deyince olur dedim. Orada buluşmak üzere ayrıldık.  
Şirkete uğradıktan sonra denilen adrese gittim. Herkes oradaydı. Oturacak yer ararken Hakan yanında ki boş koltuğu gösterip gel buraya demişti. Belki ayarlasam onun yanına oturmayı denk düşüremezdim ama kendiliğinden olmuştu. Oturdum yanına. Yine her zamanki gibi heyecanım dorukta. Ağzım dilim kuruyordu. Hemen bir şeyler içip heyecanımı bastırmak istedim. Siparişimi verdim. İşe de yaramıştı.
      Derken müzik, şarkılar pasta kesimi, hediye faslı ve içki her şey çok güzel gidiyordu. Sonra birden hakan yanımdan kalkıp karşı tarafta oturan pekte samimi olmadığım bir kızın yanına oturdu. Ona bir şeyler söyleyip geri gelecek sandım. Neredeyse bir saat bekledim gelmediği gibi benim oturduğum tarafa dahi bakmamıştı. Ben de çok eğleniyormuş birde onun gittiğini umursamamış gibi davranıp arada ona da çaktırmadan bakıyordum. İçimde ki kıskançlık savaşını anlatmaya kelimelerim yetmez. İçimden o kızın saçını başını yolmak geliyordu. Hakan ‘a tam yakın olacağım diye düşünürken yine uzaktan seyretmek zorunda kalmıştım. 
     Malum alışkın olmadığım içki ile başım yine derde girmiş dönmeye başlamıştı. Hakan sen kötü oldun, açık hava iyi gelir gel biraz dışarıya çıkalım deyince başka kızlara kaptırmamak için hemen kabul ettim. Dışarıda yaklaşık beş dakika durduktan sonra “Benim çok güzel bir terasım var. Ne dersin gidelim mi? Saatte daha çok erken. Sana bir kahve yaparım. Sonra film falan izleriz diye deyince hiç itiraz etmeden kabul ettim. 













5 Kasım 2017 Pazar

SEN VE BEN/13.BÖLÜM



       İyi Arkadaş...

     Hakan’a olan ilgim her geçen gün artıyor ama kesinlikle bunu belli etmiyordum. Zaten nasıl belli ederdim ki çevresi hep güzel kızlarla doluydu.
   O gün dersim erken bitmiş kantine bir şeyler atıştırmak için gitmiştim. Bir yandan da aldığım notlarımı gözden geçiriyordum. “Oturabilir miyim?” diyen sese doğru kafamı kaldırdığımda Hakan’ı gördüm. İçimden Hakan hiç sorulur mu? Tabiiiii… Diye bağırmak isterdim ama hiç istifimi bozmadan ne demek lütfen deyiverdim.
      O kadar güzel sohbet ediyorduk ki saatin nasıl geçtiğini anlamamıştık. Birde çok ortak noktamız olduğunu fark edince daha da zevk almıştık sohbetten. İkimizde futboldan, bilim kurgu filmlerden, polisiye kitap okumaktan hoşlanıyorduk. Bugüne kadar annemin okumam için önüme koyup zorla öğrenmemi sağladığı birçok bilgi şu an çok işime yaramıştı. Çünkü okuduğum bilgiler sayesinde Hakan’la her konuda sohbet etme imkanı bulmuştum. Bu da Hakan’ın çok ilgisini çekmiş ve sonunda “Bir kızla bu kadar ortak konumun olacağını ve konuşabileceğimi sanmazdım. Çok kitap okuduğun belli” deyip beni tebrik etmişti. Aslında ben de onun hakkında yanıldığımı fark etmiştim. Artık gözümde sadece yakışıklılığıyla ortada gezen boş bir adam değildi.
     Bu arkadaşlığımız günlerce hatta haftalarca sürdü. O bilmiyordu ama her geçen gün ben ona daha da tutkuyla bağlanıyordum. Ondan başka bir şey düşünemez olmuştum. Onu kaybederim diye duygularımı hiç belli etmemeye özen gösteriyordum. Zaten bu konuda oldukça eğitimliydim. Çünkü annem tarafından duygularımı bastırmayı, yaşanan olaylara uyum sağlamayı o kadar iyi biliyordum ki...!

4 Kasım 2017 Cumartesi

SEN VE BEN / 12.BÖLÜM

       

          Şişede durduğu gibi durmuyormuş…

     Derken Emir’in arkadaşı gitarıyla sahneye çıktı. Bir yandan atıştırıyor bir yandan da “Hadi şerefe!” ortamına uyarak pek de alışkın olmadığım içki ile tanışıyordum. Zaman zaman annemle babamın misafirleri eve gelirler yemekte içerlerdi ama ben sadece seyreden taraf olurdum. Ama şimdi tadını pek sevmesem de ortama uymak için ikinci biramı söylemiştim. Ama sanki biraz ateş basmıştı beni. Her fırsatta gözüm Hakan’da idi. O da gayet neşeli görünüyordu. Gerçi masada eğlenmeyen hiç kimse yoktu. Derken masada herkes kendini yavaş yavaş piste atmaya başlamıştı. Daha önce hiç başkalarının önünde dans etmemiştim. Ama Hakan’ın kalktığını görünce bu fırsatı değerlendirmek istedim ve Selim ile Buket’in yanına gittim. Ve kendimi müziğin akışına bıraktım.
Dans ettikçe başım dönmeye midem bulanmaya başlamıştı. Bunu fark eden Buket iyi görünmüyorsun tuvalete gidelim mi dedi. İyi ki de demiş, çünkü daha tuvaletin içine girer girmez midemdekileri çıkartmaya başlamıştım. Şişede durduğu gibi durmuyormuş meğer. Eyer birazcık daha pistte kalsaydım bu kötü manzaraya içerde ki herkes şahit olacaktı. Buket’e sen bekleme ben birazdan gelirim, kimseye de söyleme lütfen diye tembihledim. Birkaç kere daha kustuktan sonra içeriye girmeye karar verdim. Ama geceye devam etmek için değil herkese elveda demek için. Tam masaya geldim ki Hakan “Ne oldu iyi misin?” deyince içkinin de tesiriyle Buket’i tembihleyen ben, hayatımda ilk kez içince tuvalette kustum deyiverdim. Hakan’ın hoşuna gitmişti sanki gülümsedi. Bilirim bende ilk içtiğimde kusmuştum. Çok kötü oluyor diye de anısını paylaşmıştı. 
      Sonra…Sonra birden kendimi piste kendimi onunla dans ederken buldum. Ama beni o mu davet etti ben mi söyledim hiç hatırlamıyorum. Tek bildiğim hoşlandığım çocukla dans ediyordum. Ama midem halen bulanıyordu. Birden ya bir daha kusarsam dediğimi hatırlıyorum. Dedim ama bu anı kaçırmamak için de kendimi kusmamaya zorladım. Resmen ellerim terlemiş ayaklarım titriyordu. Keşke şu an hiç bitmese diye düşünmüştüm ama “Beni kırmadın teşekkür ederim” demiş ve beni masaya götürmüştü.






3 Kasım 2017 Cuma

SEN VE BEN / 11.BÖLÜM



       O Gece…

   Okuldan dört gibi çıktım ve şirkete gittim. Ali Amca, bugün uygun olursan bir ara uğra imzalanacak evraklar var kızım demişti. Bir saate yakın şirkette kaldım. Aslında bara gitmeyi hem istiyor hem de bir o kadar da korkuyordum. Çünkü daha önce bir bara hiç gitmemiştim. Bu grupla hep okul kantini, lokanta, pastane gibi yerlerde buluşmuştuk. Acemi gibi davranıp bununda belli olmasından korkuyordum. 
    Saat yedi. İnternete şöyle bir göz atıp içkili, müzikli bir barda ne tür giyinmeliyim diye fikir edinmek istedim. Genelde ışıltılı, yüksek topuklu, mini, dantelli, bol aksesuarlı bir giyim tarzı tercih etmem gerektiğini görünce dolabımın karşısına geçtim. Bir sürü mini elbisem ve eteğim vardı. Ama ben bugün özellikle çok dikkat çekmek istemiyordum çünkü arkadaşlarımın neler giyeceğini bilmediğim için çok göze batmak istemiyordum. 
Evet, bugün için bir elbise seçmiştim bile. Siyah üstüme oturan mini siyah bir elbise giyecektim. Elbisemin kol kısmında bu geceye çok da uygun bir dantel figürü vardı. Altına da yüksek topuklu siyah bir ayakkabı seçmiştim. Saçlarımı biraz fön ile kabartıp daha havalı hale getirmiştim. Uzun sarkan gümüş renkte küpelerim, biraz belirginleştirdiğim makyajımla aynada kendi halime bayılmıştım. 
     Hemen bir taksiye atladım. Hakan’ın beni görünce ki bakışını merak ediyordum. Sonuçta okulda evet artık giyimime dikkat ediyordum ama yine de bu kadar iddialı giyinmiyordum. Kapıda ki kişiye bizim fakülteden arkadaşlar masa ayırtacaklardı diyordum ki Emir beni görünce “Ada Hoş geldin! Masamız burada gel benimle deyince onu takip etmeye başladım. Bizim için kocaman bir masa hazırlanmıştı. Gözüm hemen Hakan'ı aradı. Evet, o da gelmişti ve iki güzel kızın ortasına oturmuştu bile. Çok fazla bakmamaya çalışarak diğerlerine merhaba dediğim gibi ona da elimle uzaktan selam işaretiyle selamladım. Bana diğer günlere göre daha farklı baktığından emindim. İyi anlaştığım Selim ile Buket’in yanına oturdum. Beni görür görmez iltifatlar yağdırmaya başlamışlardı. Bu kendime olan güvenimi daha da arttırmıştı.

1 Kasım 2017 Çarşamba

SEN VE BEN/10. BÖLÜM



       Üç ay sonra…

      Hemen hemen her gün annemle babamın işyerine gidiyorum. İşleri epeyce öğrendim. Yıllardır annemin ve babamın güvendiği Ali Amca bana çok yardımcı oluyor. İlk zaman çok korkmuştum çünkü hiç tecrübem yoktu hatta iş yerini devretmeyi bile düşündüm ama Ali Amca “Birçok genç böyle iş yeri açmak ister ama imkanları olmaz. Sen bilirsin ancak bir denemeden vazgeçme derim. Zaten iş kendi kendine yürüyor ben hep yanındayım” deyince gerçekten denemeye karar vermiştim. Yeni şeyler öğrenmek, başarmak hoşuma gitmişti. Yıllarca özlediğim özgürlüğüme tam anlamıyla kavuşmuştum. Her şeyi kendim istediğim için yapıyordum. 
      Okulda da kendime yeni arkadaşlar bulmuştum. Ancak yıllarca annemin arkadaş edinmeme engel olması benim arkadaş edinmemde biraz çekimser güvensiz olmama neden oluyordu ama zamanla bu sorunumu atlatacağımı da biliyordum. Sadece şunu biliyordum hem okulda hem de okul dışında onlarla olmak çok hoşuma gidiyordu. Özellikle de onunla olmak…
   Adı Hakan, aynı bölümdeyiz. Masmavi gözleriyle bugüne kadar gördüğüm en yakışıklı en karizmatik çocuk o sanki. Ha birde en kendini beğenmişi en ukalası demem de gerekiyor sanırım. Çünkü biliyor kendinin ne kadar yakışıklı olduğunu ve tüm kızların onun ağzının içine baktığını. O da bunu kullanıyor tabii. Kaç kere şahit oldum kızlar için “İstediğim kızı tavlamam için bir saat yeter” tarzında arkadaşlarıyla iddiaya girdiğine. Ama hem aynı bölümdeyiz hem de grup arkadaşlarımın içinde o yüzden sık sık bir araya geliyoruz. Ona bakınca eriyorum ama beni görmüyor bile. Diğer kızlara bakıyorum çok çekici çok seksi giyiniyorlar. Ben ise bugüne kadar hiç seksi olmak için uğraşmamıştım. 
    Onu tanıdıktan sonra aynaya daha sık bakar oldum. Hafif etine dolgun mavi gözlü bir esmer güzeliydim. Ama artık o diğer kızlar gibi görünmek için değişime ihtiyacım vardı. Hemen okul sonrası soluğu önce kuaförde aldım. Saçlarımı mavi siyahına boyattım.  Kaşlarımı düzelttirdim. Gözlerimin maviliği daha da ortaya çıkmıştı. Bu görüntümü, değişimi çok beğenmiştim. Makyaj yapan biriydim ama güzellik uzmanından kendime yakışan makyaj hilelerini öğrenip daha seksi görünmeye özen gösterdim. Kıyafetlerimde de de değişimler yarattım. Amacım Hakan'ı etkilemekti. Yani zaten bana gel dese koşa koşa giderdim ama gururuma da yediremezdim.
     Bugün okula başlamamızın üstünden tam bir ay geçmişti. Tüm organize işlerinin başında gelen Emir “Bugün tanışma ve kaynaşma partisi var geleceğin doktorları hepiniz davetlisiniz. Cebine güvenen gelsin ama. Sahilde küçük bir bar var ama çok sevimlidir ortamı. Arkadaşım çıkıyor gitarıyla büyülüyor herkesi. Saat sekizden sonra oradayım gelecekler adını yazdırsın ki masayı ayırtacağım” demiş ve tek tek isim için yanımıza gelmişti. Ben de uzaktan Hakan'ı izliyordum. Bölüm dışından bir kızla konuşuyordu. Çokta samimi görünüyorlardı. Kız resmen Hakan'ın ağzının içine düşüyordu. Bizim çapkının da hoşuna gidiyor karşılık veriyordu tabii. Birden Emir'e “İki kişi bizi de yaz Emir!” Deyince partide yalnız olmayacağını anlayınca biraz üzülmüştüm ama yapacak bir şey yoktu sırf onu görmek için bende gidecektim.