10. BÖLÜM
Sen nasıl bir adamsın?
Masada bir an sessizlik oldu.
Herkes neyi kastettiğini anlamıştı. Ben bile anlamıştım. Kanım çekilmişti
sanki. Tam masadan kalkıyordum ki, Nasip kolumdan sert bir şekilde tutup otur
yerine dedi. Oturdum ama ağlamaya başlamıştım. Hiç umursamadı. Tamam dedi.
Yarın parayı öde benden istediğini al. Sanki o masada biraz önce bu iğrenç
pazarlık dönmemiş gibi yenilip içilmeye devam edildi. Zamanında bir eve, bu
adama satılmıştım babam tarafından şimdi de bu adam tarafından senedi
karşılığında başka bir adama.
Onlar gittikten sonra içtiğim
içkinin cesaretiyle,
Sen nasıl bir adamsın? Erkek adam
karısını çalıştırmaz diyordun şimdi beni pazarlıyorsun. Beyaz gömlek giyeyim Gıravat
takayım saygın görüneyim dediğin bu mu? Sen önce kravat demeyi öğren. Ben
insanım! Çocuktum, çocukluğumu çaldın beni kendine, yaşına başına bakmadan
kadın yaptın. Babamdan satın aldın şimdi de sen mi beni satacaksın. Senin hiç
mi vicdanın yok utanman yok.
“Bak bak…Senin dilinde maşallah açılmış.
Unutma sen benim malımsın. Ne dersem onu yapacaksın. Yarın adam seni almayacak
olsaydı o zaman bu lafları sana yedirirdim ama ellemeyeceğim şimdi. Hem
çalışayım yardım edeyim sana diyordun işte fırsat sana!”
Sabaha kadar ağladım. Boşuna ağlama
tek kurtuluş yolumuz adamı memnun etmen. Adam parayı babasının hayrına verecek
değil ya ne yapayım karşılığında seni beğendi istedi demişti.
İşte içki masalarında sunulma
hikayem böyle başlamıştı. Gelen paralara öyle memnun oluyordu ki akşam evden
alınıp ertesi gün eve gelmeme hiç aldırış etmiyordu. Artık evde yemek yapmıyor
haftada bir iki kere beni tanıştırdığı adamlarla dışarıda yemek yiyor içki
içiyor eğleniyor sonra da otele gidiyorduk. İş konusunda o kadar rahatlamıştı
ki ikinci üçüncü dükkanını açmıştı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder