4 Mart 2018 Pazar

SUS...!/20.BÖLÜM



20.BÖLÜM

Çalan telefon…

Biz tam bunları konuşurken annemle ikimiz için aldığımız telefonun dışında ki asıl telefonu çaldı. Arayan Kenan idi. Annemde bende donup kalmıştık. Kenan bunca yıl bir kere bile annemi aramamışken şimdi niye arıyor olabilirdi ki? Elleri titrere titreye telefonu açtı. Kenan anneme “Evinize geldim. Kocan dışarda dedi. Seral’in bazı özel eşyaları halen bende. Onları ne zaman bırakayım. Ben yakında evleniyorum. Birde mezarını yaptırmamız lazım. Okulda ki arkadaşları ziyaretine mezarlığa gidiyorlar öyle mezarın yapılmadığını görmesinler. Bunun için yarın bir adam ayarladım yarın sabah on birde başlayacak. Sende gelmek istersin diye düşündüm. Parasını ben vereceğim” demişti. Annem bu konuşmaları sanki gerçekmiş gibi etkilenerek göz yaşları içinde dinlemiş benim senin vereceğin paraya ihtiyacım yok. Evleniyorsun demek. Hayırlı olsun. Ben toprağın iyice oturması için bekliyordum. Tamam yarın on birde ben de orda olacağım ama parasını ben vereceğim deyip telefonu kapatmıştı.
Bu ne garip tesadüftü böyle. Evleniyormuş demek. Şu gazete de dedikodusu çıkan kadınla mı evleniyor acaba? Bir yolu olsa da onu uyarsak keşke. Tam da parayı almışken senle kaçacakken mezarımı yaptırma isteği de nereden çıkmıştı. Ama dedi ya arkadaşlarım mezara gidiyorlarmış tabii onlara karşı iyi eş rolüne devam etmesi gerekiyor. Neyse annem, sen yarın mezara git. Parayı teklif et, ama o vermekte ısrar ederse kabul et. Benim için bir şey yapsın bari, dedim ve annemi havaalına yolladım. Ben de bu arada araba işine bakacaktım. Parayı nereye saklasam diye düşünürken Tarçın’ın kulübesinin altı aklıma geldi ve hemen parayı oraya sakladım. Bugüne kadar gerçekten Çağrı’nın dediği gibi evin güvenirliliği hakkında en ufak bir endişe duymamıştım. Ama yine de çok büyük bir para vardı orta da.
Tanınmamak için birkaç peruk, gözlük ve şapkaya ihtiyacım vardı. Onlarla kendimi daha güvende hissediyordum. Bunun için hemen peruk satan yerleri öğrendim. On tane değişik renkte ve uzunlukta peruk satın aldım. Peruk satan kız on tane alacağım deyince tabii biraz şaşırdı. Ama biz özel bir tiyatroyuz. Oyunda kullanacağız deyip merakını söndürdüm. Hatta gelmek isterseniz yarın akşam sekizde deyip geçerken afişini gördüğüm tiyatronun adını söyleyiverdim.  Çok sayıda ve değişik modellerde gözlüklerim vardı. Her şeyi en ince ayrıntısına kadar düşünmek zorundaydım.
 Sıra araba almaya gelmişti. İkinci el araba satan yerleri bulup oraya gittim.  Birkaç aracı incelemiş 07 Antalya plakalı beyaz opelde karar kılmıştım. 07 plakalı olması daha da hoşuma gitmişti. Çünkü Antalya ile hiçbir ilgim yoktu sanki saklanmam daha kolay olacaktı. Tabii ki bu alım işlemini yeni kimlik üzerinden gerçekleştirmiştim. Aldığım arabayı evin önüne götüremeyeceğime göre bir avm’ nin otoparkında bırakmaya karar verdim. Yalnız bu arada bu koşuşturma beni oldukça yormuştu. Arabayı bıraktığım avm’nin üst katında ki yemek yerine çıkıp bir şeyler yemeğe karar verdim. Tam asansöre bindim kapı kapanacaktı ki, içeriye üç kişi girdi...Gördüklerim karşısında adeta donup kaldım.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder