23.BÖLÜM
Korkularım….
Yeni aldığım arabanın anahtarı
cebimde olduğunu bildiğimden ondan bahsetmemiştim. Polis parayı ve telefonu
almışlar bastonunu almamışlar demek ki para için sana saldırdılar demişti.
Birde adresim ile telefon vermen gerekiyormuş. Bir şey bulurlarsa bana ulaşmak için.
Mecburen Çağrı’nın bana aldığı kimlik ile o evin adresini verdim sonra da hastanenin
çıkış kapısına doğru ilerledim. Çaktırmadan etrafı izliyordum. Şu ana kadar
herkesten her şeyden korkup susmak zorunda olmak yetmemiş gibi birde bu adamlar
çıkmıştı. Peruk alırken satıcının bana iade ettiği yirmi lirayı kot pantolonumun
cebine koymam mucize gibi gelmişti. En azından arabamın olduğu yere kadar bu
para ile gidebilecektim. Derken hastaneye doğru panikle ağlamaklı şekilde koşan
bir kalabalık gördüm. Gözlüklerimin altından onları izlemeye başladım. İki tane
yedi sekiz yaşlarında iki kız çocuğu baba, baba diye bağırıyor ağlıyorlardı. Üç
dört kadın da aynı şekilde feryat ediyorlardı. Merdivenlerden çıkıp kapıda ki
güvenliğe kocamı bıçaklamışlar nerede diye sorunca o benim gördüğüm adam
olduğunu anladım. Dizlerim titremeye başlamıştı. Demek ki iki küçük kızı
varmış. İçim parçalanmıştı. Acaba bilselerdi benim babalarının katilini
gördüklerimi ne düşünürlerdi ne söylerlerdi? Ama şu an kendi hayatım da
tehlikeydi. Onlarla konuşmam bunu söylemem imkansızdı. Bana yine susmak ve
oradan biran evvel kaçmak kalmıştı. Yaklaşan bir gence beni bir taksiye bindirmesini
istedim. Arabamın olduğu alışveriş merkezinin alt katında ki park yerine geldim.
Beni bıçakladıkları yer bu alışveriş merkezi olduğu için çok daha dikkatli olmalıydım
çok da korkuyordum ama bir an evvel de buradan başka yere gitmem gerekiyordu.
Arabanın içinde hemen peruklardan birini başıma geçirdim. Ama sanki bu peruk
beni saklamaya yetmeyecekti. Yani farklı bir şey ile kendimi saklamam
gerekiyordu. Bunun için bu alışveriş merkezine çok ters yönde ki bir yere doğru
gidip arabayı oraya park ettim. Sonra yakınında ilk gördüğüm mağazaya girdim.
Başıma bir eşarp uzun bir pardösü alıp tamamen farklı bir kılığa büründüm.
Şimdi içim rahatlamıştı. Kafamda ki bu türbanımla
gözlüğümle tanınmama imkan yoktu. Sıra telefon ile yeni bir hat almaya
gelmişti. O kadar şeyi kısa sürede halletmeye çalışmaktan çok yorulmuştum. Karnımda
ki dikişlerim ağrımaya başlamıştı. Hemen girdiğim ilk telefoncudan telefonu da
hallettikten sonra bir taksi ile eve gittim. Bu başıma gelenlerden dolayı
annemle konuşamamış onu çok merak etmiştim. Eve gelir gelmez hemen annemi
aradım. Saat akşamın sekizi olmuştu bu yüzden annemim telefonu açmamasını sorun
etmemiştim. Kendime yiyecek bir şeyler hazırlayıp ağrı kesici içtim. Kafamda ki
düşüncelerden kurtulmam gerekiyordu. O iki küçük kızı düşünmemem gerekiyordu. Televizyonun karşısına geçip kanal gezinmeye
başladım. Sonra ağrı kesicinin etkisiyle uyuya kalmışım. Sabah çalan telefonun
sesiyle yerimden fırladım…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder